SAMİMİYET TESTİ
ÖZCAN ALADAĞ
ozcanaladag001@gmail.com - 05358268550
Belirli dönemlerde yaşadıklarımızın sonuçlarına bakarak ‘samimiyet testi’ yapma ihtiyacı duyarız. Bu ihtiyaç genelde karşımızdakilerin bize bakış açılarını değerlendirme amaçlıdır.
Testi geçenler olur, geçemeyenler olur…
Hiç dert etmeyiz, kim ne kadar testten başarılı ise biz de yolumuza o isimlerle devam ederiz.
Bu şehirde gazetecilik yapmak çok zordur. Hem de o kadar zorduk ki, sürekli elinize yağdanlığı alıp yağladığınız sürece itibar görürsünüz! Öveceksiniz, yermeyeceksiniz.
Eleştirmeyeceksiniz, sürekli olarak iyi yanlarını göstereceksiniz teste tabi tuttuklarınızı…
Onu da biz yapamıyoruz maalesef!
Son 10 gündür Adana Büyükşehir Belediyesi’nin meclisinde alınan birbirine ters kararların altında yatan nedenleri irdeleyerek konunun muhatapları olan isimlere ulaşarak bu konudaki değerlendirmelerini istedik.
Dedik ki, ‘Bir belediye meclisi iki farklı zamanda, aynı yer ve aynı konuyla ilgili olarak iki farklı karar alıp bunu imarda uygulamaya kalkıyor ise bunun adı nedir?’ diye bir soru sorduk bu yanıt beklediğimiz isimlere.
Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Zeydan Karalar’ın basın bürosuna ulaştık. ‘Zaten yazacaklarınızı yazmışsınız!’ dediler. Hoş, biz yazdık yazmasına da sizin de bizim yazdığımıza bir cevabınızın olması gerekmez mi? “Doğru yazmışsınız veya yanlış yazmışsınız. Belediye meclisi bu kararı alırken şu konuların arkasında dik durup, şunları yapmak istedi” diyemez misiniz? Veya ne denilecekse onu söylemez misiniz?
AK Parti, MHP, CHP ve İYİ Parti Büyükşehir Belediye Meclis Gurup Başkanvekillerine ulaştık. “Gelin bu konuda bir görüş beyan edin. Söyleyecek sözünüzü de kamuoyuna duyuralım” dedik.
Aldığımız yanıt ‘İl başkanımız ile bir görüşelim. Size sonra döneriz’, “Bizden önceki meclis öyle düşünmüş, biz böyle düşündük” şeklinde oldu. İl başkanı ile görüşememiş olsalar ki hala dönüp cevap veremediler. Cevap verenler de “önceki meclis gibi düşünmek zorunda değiliz” görüşüne sığındılar.
Dedik ya, Adana’da gazetecilik yapmak çok zor diye…
İktidarı, muhalefeti hiç fark etmiyor. Herkes kendisine dokunulmadığı sürece basın ile yakın duruş sergiliyor. Ne zaman ki yapılan yanlışlık sütunlara sirayet edince ‘tu kaka…’ olan biz oluyoruz.
Biz mesleğimizi yapmaya çalışıyoruz da onlar ne yapmaya çalışıyorlar? Bu sorunun yanıtını varsın o kardeşlerimiz versinler.
‘Samimiyet testinden geçemeyenlere oluyor’ dedim ya yazımın başında. İşin garip yanı, biz o tür insanları samimiyet testinden geçiriyoruz da o isimler bizleri samimiyet testinden geçiriyorlar mı?
Sanırım onların testinden geçen bizler yüz üzerinden yüz alırız. Onlar ise bizim testimizden sınıfta kalırlar.
Bütün sorun bu aslında…
