HERKES GAZETECİLERİN YANINDA
ÖZCAN ALADAĞ
ozcanaladag001@gmail.com - 05358268550
Gazetecilerin yanında olmayan yok maşallah… Konuşmaya gelince herkes gazetecilerin yanında…
İş icraata gelince herkes köşe bucak kaçıyor. Yetmiyor, bahaneleri de hazır. Yapıştırıyorlar bahanelerini ve işin içinden çıkıyorlar.
Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Zeydan Karalar, kendisine verilen yerel basına katkı amaçlı meclis kararlarının Basın İlan Kurumu marifeti ile gazetelerde yayınlatılması konusunda aylardır aldığı yetkiyi hayata geçirmeyerek ‘gazetecilerin yanında’ yer alıyor!
Yüreğir Belediye Başkanı Fatih Kocaispir, hukuken ve vicdanen engelleri kendince kaldırarak yaptığı ayrım gerektiren icraatlar ve uygulamalar ile ‘gazetecilerin yanında’ yer alıyor!
Siyasetçilerin sıkıştıkları zaman ilk başvurdukları, icraatlarını ve düşüncelerini kamuoyuna aktarmada birinci öncelik gördükleri ama bir türlü olumlu yaklaşımlarını göremediğimiz ortamlarda hep ‘gazetecilerin yanında’ yer alıyorlar.
Aday adayı veya aday olduklarında bizim yerel siyasetçilerin ilk sözleri ‘yerel basının yanındayız’ oluyor. Lakin koltuğa oturur oturmaz etrafına örülen etten duvar sayesinde kimseyi görmez oluyorlar.
Hoş, biz yerel gazeteciler onların himmeti ile yaşıyor değiliz. Lakin ortada duran acı gerçekleri görünce de insan olarak, mesleğimiz adına bozuluyoruz. Rahatsızlık duyuyoruz.
Kendi müteahhitlerini oluşturup kanunlarında arkasından dolanarak olmadık işlere imza atan siyasilerin bu gereksiz, içi boş ‘gazetecilerin yanındayız’ ifadelerini de doğrusu hiç kabul etmiyorum kendi adıma.
Gazetecilerin yanında olmayın. Yeter ki işinizi doğru yapın. Bu şehirde yaşayan ve o gazetecilerin de vergileriyle ayakta kalan belediyenizin parasını doğru kullanın bizim için yeterli. Hiçbir yerel gazete veya gazeteci sizin himmetinize muhtaç değil. Yeter ki adil olun.
24 saat abdest alıp namaz kılanı da aynı, alını secdeye değmeyeni de aynı…
Yalan kırılıp gidiyor siyasetçi kardeşlerimizde. Yarının hesabını yaparak herkese mavi boncuk dağıtıp koltuğun imkânını kullanma onlarda. Kaynakları harcama yetkisi, araya verme özelliği onlarda. Parlak fikirli adı danışman, amir, müdür diye nitelendirilen ve yetmeyerek bir de ‘BİT’lere yönetim kurulu üyesi atayarak ihya ettikleri’ kişilerle adaletsizliğin daniskasını yapan siyasetçileri de görünce oturup birkaç kelam etmek gerekiyor!
Herkes ektiğini biçer. Nitekim bütün yukarıda izah ettiğim siyasetçi tiplemesine girenlerin bugün nerelerde gezdiklerini, nasıl burunlarının üstüne düştüklerini yaşayarak görüyoruz. Üzülüyor muyuz? Kendi adıma asla üzülmüyorum.
Bazen bu burunlarının üzerine düşenler ayağa kalkıp ‘yeniden bana o koltuğu verin’ diye talepte bulunmazlar mı? Ne kadar ilginç değil mi? Koltuk altında iken bu şehir sizden ne faydası gördü ki koltuk elden gidince, ikinci kez o koltuğa talip olunca şehrimiz sizden ne fayda görecek?
Zor bir soru sordum onu biliyorum. Ama sormak zorundayım. Eskiden yeni olmaz, ölüden de diri…
Belediye başkanı, çalışan işçisine zam verince o işçiler başkanı da aralarına alarak halay çekmişler. ‘En büyük başkan bizim başkan’ diyerek omuzlara almışlar! Bu sevinci de paylaşmak istemiş bizim kudretli belediye başkanlarımız!
Ama unuttukları, kamuoyu ile paylaşmadıkları bir şey var ortada duran.
O sizi omuzlarına alan belediye işçileri ellerinden gelse sizle çalışmak istemez durumdalar. Ama ekmek kapısı… Ne yapsınlar mecburen boyun eğiyorlar. Yaşadıkları adaletsizliği görmezlikten gelirseniz halay da çekersiniz, nutuk da atarsınız.
Önemli olan vicdanen rahat olmaktır.
Konu yerel basın ve gazetecilerin yanında durmaktan, onları çok sevdiklerinden çıktı ama siyasetçilerin profillerini ortaya koyarken bazı tespitlerde bulunmak adına bu düşüncelerimi sizlere aktarmak istedim.
Aslında siyasetçiler bizi çok iyi anlıyorlar, biz de siyasetçileri…
Hamasi nutuklarına da karnımız tok…
Yanımızda durmanıza gerek yok, yeter ki adil olun… Bize yeter…
