22 Ocak 2024 - Pazartesi

GENEL MERKEZLERİ UNUTMADIM

ALADAĞ

Yazar - ÖZCAN ALADAĞ
Okuma Süresi: 4 dk.
98 okunma
ÖZCAN ALADAĞ

ÖZCAN ALADAĞ

ozcanaladag001@gmail.com - 05358268550
Google News

Son günlerin modası ‘parti değiştirmeleri’ içeren yazılarımdan sonra (eksik olmasınlar) bizim yazılarımızı takip eden okuyucularımızdan yorumlar almaya başladık.

Yazılarımda sadece parti mensuplarından dem vurduğumu belirterek asıl sorunun parti genel merkezlerinde olduğunu ifade etmişler.

Doğru…

Ben kendi adıma genel merkezler masum demiyorum. Genel merkezlerin parti genel başkanları ve divanında yer alan isimlerinde parti örgütlerinden giden insanlar oldukları için onların da ‘masum’ olmadıklarını her daim söyleyen bir gazeteciyim.

Genel merkezdeki genel başkan yardımcısı olan bir isim, dün il başkanıydı. Sonra belediye meclis üyesi oldu. Arkasından milletvekili olup şimdi de genel başkan yardımcısı oldu. Demem odur ki, parti mensubuydu. Sonra genel merkez yöneticisi oldu.

Bir de hayatında partinin önünden geçmeyip genel başkan yardımcısı yapılan, paraşütle makam verilenler var genel merkezlerde.

Yani okuyucumuz haklı olmasına haklı da ben yazılarımda kendi adıma siyaset yapanları birbirlerinden ayırt etmediğim için genel tamlaması ile ‘Siyasetçi’ diyerek nitelendirip kestirmeden gitmeyi tercih ettim.

Sevgili Burhan Onuk kardeşimden önceki gün şu bilgi paylaşımını aldım.

“Üstat eleştirilerinizin tamamına katılıyorum. Ancak yazınızda sadece parti mensuplarının yaptıklarını dile getiriyorsunuz. Genel merkezde oluşturulmuş aday belirleme gruplarından söz etmiyorsunuz.

Elbette kişinin sürekli parti değiştirmesi hoş değil. Ancak genel merkezler aday belirlemede adaletsiz uygulamalar yapıyor. Bir yıl önceden belirlenen adaylar var ben 2014 seçimlerinde bunu yaşadım.

Adana’da Abdullah Torun ve Ceyhan da Alemdar Öztürk ün adaylıkları bir yıl önce belirlendi. Birçok insan iyi niyetle yola çıkıyor aday adayı oluyor para harcıyor emek veriyor.

Bunların emekleri hiçe sayılarak genel merkezlerde kapalı kapılar ardında ve akçeli ilişkilerle adaylar belirleniyor. Hizmet amaçlı yola çıkanlar yolunacak kaz gibi görünüyor.

Tüm partilerde aday ve aday adaylarının bütçesi hatta etik olmayan ne kadar paran var ya da ne harcayabilirsin gibi üslup kullanıyorlar. İki kez aday olduğum dönemde bunları yaşadım.

Ülkemizde ki siyasi rezilliklerin sona ermesi için SİYASİ PARTİLER KANUNUN muhakkak çıkması gerekiyor. Maalesef üzülerek söylüyorum ki 132 siyasi partinin hiç birinin tüzüğünde böyle bir madde yok.

Çünkü işlerine gelmiyor. Genel merkezin siyasete müdahalesi ve genel başkan hegemonyası sona erecek. Elde ettikleri bu saltanatı kim terk eder.”

Aynı noktadayız Burhan Onuk beyle…

Siyasi partiler yasasının değişmediği sürece bu sıkıntıları daha çok kaleme alır, dertleniriz. Sesimizi kim duyuyor? Duyması gerekenler duymuyor maalesef…

Onlar duymamaya devam etsinler. Biz duyuruncaya kadar yazmaya devam edelim…

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Tüm Yazıları