4 YILINIZI GERİDE BIRAKTINIZ
ÖZCAN ALADAĞ
ozcanaladag001@gmail.com - 05358268550Zaman o kadar çabuk geçiyor ki, arkanıza dönüp baktığınızda geçen zamanın kıymetini bilmediğinizin farkına varıyorsunuz. Ancak yine de bildiğiniz gibi davranıp yolunuza devam ediyorsunuz.
Daha dün gibiydi. Belediye başkan adayları meydanlarda ‘size şu hizmetleri getireceğim’ diyerek bol keseden vaatlerde bulunuyorlardı. 31 Mart seçimlerinde kendilerine oy isteyerek ‘belediye başkanı yapın, sizin şehrinizi ihya edeyim’ diyorlardı.
Bugün tam 4 yılı geride bıraktılar bu bol keseden vaatlerde bulunanlar.
Bugün gelinen noktada bol keseden attıkları vaatlerin kaçını yerine getirdiklerini ancak oturup sizler hesap edeceksiniz.
Ben şimdi belediye başkanlarını isim isim vererek neler yaptıklarını anlatmaya çalışmayacağım. Lakin gördüğüm yanlışlıkları bu sütunlardan sürekli dile getirdiğim için bugün yine bir hatırlatmada bulunarak 4 yıllarını geride bırakanların nelerle uğraştıklarını satır başları ile sizlere hatırlatmak zorunda kalacağım.
- Söz verdiler, kimseyi işten çıkamayacağız dediler. Lakin işten çıkardıkları kişiler için ayakları yere basmayan gerekçe gösterip binlerce insanı işinden ettiler.
- Söz verdiler, belediyenin hesapları halka açık olacak dediler. Lakin sözlerinde durmadıkları gibi bırakın hesap vermeyi, kime ne yaptıklarını dahi gizli saklı yaptılar.
- Söz verdiler, belediye başkanı olunca tüm Adanalıların belediye başkanı olacağız dediler. Lakin ırkçılık, kavimcilik, particilik yaparak kendilerini inkar ettiler.
- Söz verdiler, halkın içinde yer alacağız dediler. Bırakın halkın içinde yer almayı, etraflarında etten bir duvar örüp ‘Padişahım çok yaşa’ diyerek dalkavukluk mesleğini icra eden insanlara esir oldular.
- Söz verdiler. Ehil insanlar ile çalışacağız dediler. Ekibinde yer alan isimlere yer bulabilmek için bırakın ehil olmayı, birilerini peşkeş çekmek için sözde kadro kurarak ağızlarına, yüzlerine buluşturdular belediye başkanlığını.
- Söz verdiler, basın mensupları kendilerinin yol arkadaşları olacaktı. Onların gazeteciliği ile doğruyu bulacaklarını ifade ettiler. Lakin kendi basınlarını oluşturup belediye kaynaklarını birilerine akıtıp bunu dahi beceremediler.
- Söz verdiler. Bizim olduğumuz yerde imar rantı konuşulmaz dediler. Lakin kendi belediye meclis üyeleri dahi rant kokusu gelen gündem maddelerinde itiraz edince ‘Ben arkadaşlarım gibi düşünmüyorum’ diyerek onlardan ayrıştılar.
- Söz verdiler, kayırmacılık, ayrımcılık, ikinci sınıf yurttaş uygulaması yapmayacağız dediler. Lakin kendi müteahhitlerini ihdas ettiler. İhaleleri emanet usulü ile birilerine vererek yüzdesini alacak noktaya gelip eleştirilerin kaynağında oldular.
- Söz verdiler, ‘beni tanırsınız’ dediler ama yetki ellerine geçince kendisini tanıyanlar ‘sizi tanıyamıyoruz’ dediklerinde ‘memnun değilseniz oyunuzu vermezsiniz’ diyerek tavır koydular.
- Verdikleri sözleri uzattıkça uzatabiliriz. Lakin siz kıymetli okuyucularımızda biliyorsunuz ki ‘siyasetçiye güven olmaz’ sözünü bu şehirde yaşayarak görüyorsunuz. Fazla söze gerek görmeden şunu söyleyebilirim.
Kendi partilerinin oyu yetmediği halde verdikleri söze inanarak başka partili kişilerden oy alan bu yerel yöneticiler bugün yalnız kaldılar. Etrafımdaki kime sorsam ‘elim kırılsaydı’ diyerek başlayan cümleler kurmaya başladılar.
Geçmişte bunu yaşayan ve bugün evlerinde dinlenmeye çekilen o kadar çok belediye başkanları var ki bu şehirde, 4.yılını dolduran ve 1 yıl sonra kantara çıkacak olan belediye başkanları da evlerinde oturmaya hazır olsunlar!
Diyebilirler ki, biz zaten yükümüzü tuttuk…
Evde otursak ne olur?
Ne olur biliyor musunuz? Yok olup gidersiniz. Kimse kapınızı açmaz, size selam vermez. Yalnızlaşırsınız.
Bu da çok kötü bir duygu…
Umarım kendinize çeki düzen verirsiniz. İş işten geçti mi? Onu bilmem ama bence önce bir günah çıkarmaya başlayın. Belki affedilirsiniz…