DUDAĞIMIZ UÇUKLAMIYOR!
ÖZCAN ALADAĞ
ozcanaladag001@gmail.com - 05358268550
Seçim yaklaşınca hayretler içine düşmüyoruz. Dudaklarımız uçuklamıyor! Bizi öyle bir alıştırdılar ki her şeye ‘olabilir!’ diyecek duruma geldik.
Dünü unutan siyasetçiler, bugün U dönüşü ile kendilerinin de akıllarının ermediği trafiğe giriyorlar. Parti değiştirmeler, gitmeler, gelmeler yaşanıyor siyasette.
Babadan oğula, kıza, enişteye, hısım ve akrabaya siyasette hak etmedikleri halde yer açmalar söz konusu olunca yine hayretler içine düşüp ‘dudağımız uçuklamıyor!’
Aslında bu siyasetçiler ve siyasi tavırlar için kendimize yazık etmeye de gerek duymamamız lazım. Dudağımızı boş yere uçuklayarak bedenimize zarar vermeyelim!
Sen niçin ordasın? Ben niçin buradayım? Sorularının sorulması gereken bir ortamda olup biten manevralara yönelik kimsenin tepki göstermemesi de hiç hayra delalet değil vallahi.
Bu bir sandık patlamasına neden olacağa benziyor. Belirli kesimlere yönelik olarak yapılan seçim yatırımlarında ‘siyaset mühendisliği’ yapanların da hesaplarının hiç tutmayacağını düşünenlerdenim. Demem odur ki, pazarlıklar ile milletin aklıyla alay edenlerin sandıkta beklediklerini bulamayacaklarını düşünüyorum.
Siyaset herkese uymayan bir gömlek gibidir. Giydiğiniz gömleği çıkarmak gerektiğinde çıkarırsınız. Bir daha o gömleği giymek istediğinizde size yakıştığını bildiğiniz sürece giyer, o gömleği kullanırsınız.
Gömlekten hoşlanmaz, bir daha giymek istemez iseniz kaldırıp bir kenara atarsınız. Siyasetçiler maalesef o kadar çabuk gömlek değiştiriyorlar ki başımız dönüyor.
Aslını, geldikleri yeri unutan siyasetçiyi bu halk unutacak mı? Asıl soru bu olsa gerekir sorulması gereken.
Hiç dikkat ediyor musunuz bilmiyorum ama son yıllarda siyaset yapanların kalibresinde de ciddi anlamda bir düşüklük söz konusu. Bunu parti genel başkanlarından kayıtlı üyeye kadar indirgemiş olsanız dahi aynı gerçekle karşı karşıya kalırsınız. Kalibresi düşük, profili düşük bir siyasi kimlik ve siyaset tarzı ile milletimizin karşısına çıkanların aldıkları ‘boy ölçüleri’ de hak ettikleri ölçülerde oluyor!
Kendi adıma siyasette yaşanan bu U dönüşlerini hiç yadırgamaz oldum. Beklediğimiz bir davranış gibi oldu adeta. Birbirlerinin yüzüne bakamayacak kadar sözler sarf edenlerin, tavır alanların aynı safta buluşmalarını onlar içlerine yedirip kabullenebiliyorsalar bize düşen de aklımızdan geçen doğru istikametinde onlara hak ettikleri değeri vermek düşüyor.
Ben kendi adıma bunu yapıyorum.
Bu U dönüşü içinde olanların kendilerine göre ortaya koydukları mazeretlere kendileri de inanmıyorlar. Karışığa gideceğini düşündükleri sözleri de adeta yutuyorlar.
Ne diyelim…
Afiyet olsun herkese…
Bize düşen de aklımızın doğru dediği her konuda doğru olanı yapmaktır. U dönüşü yapanlara gerekli dersi vermekte dâhil!
Oyunuz kutsal ise bu kutsal oyu araya vermeyin. Ölçün, biçin, kimin ne olduğunu bizden iyi biliyorsunuz. Kimsenin peşine düşüp de hayal satanlara yönelik kendinizi, oyunuzu kullandırtmayın.
Önerimiz bu olabilir.
