10 Ocak Gazeteciler günü kutlumu olsun !
HÜSEYİN YETİŞ
yetis.huseyin@gmail.com - 0 (545) 364954310 Ocak Çalışan Gazeteciler Gününü meslektaşlarımızla buruk kutladık. Buruk kutladık derken ;Adana Valimiz Sayın Süleyman Elban ve Sarıçam Belediye Başkanı Sayın Bilal Uludağ’ın nazik davetleri bir nebze olsun bizlere moral verdi. Ama, sorunlarımızı içtenlikle dile getiren ve hislerimize tercüman olan Çukurova Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Cafer Esendemir’e teşekkür ederim.
Ama üzerinde durmamız gereken sorun ise 10 Ocak çalışan gazeteciler gününde ve sonrasında yerel basın mensupları olarak, mesleki açıdan içinde bulunduğumuz sorunların üstesinden gelebilmek adına, ayakta nasıl durabiliriz ve bu şartlarda gazeteciliğe nasıl devam edebiliriz? Sorusu ile zor günler yaşıyoruz.
Çok değerli meslektaşım ve ağabeyim Yusuf Kahraman ile Sarıçam Belediye Başkanı Sayın Bilal Uludağ’ın onurumuza verdiği akşam yemeğinde konuşurken konu ister istemez ayakta nasıl durabiliriz ve bu şartlarda gazeteciliğe nasıl devam edebiliriz? Sorusu oldu. Hatta sohbetimiz bir ara gazeteci haber ve makalesini yazarken korkusuzca ve etik kuralları ölçüsünde yazmalı. Diye konuştuk.
Her gün bu kaygılarla bir gazeteci olarak yaşar'ken, 10 Ocak gazeteciler günü dolayısıyla, her zaman olduğu gibi, yine söz birliği etmişçesine, artık bu cilalı sözleri duymaktan inanın hiç bir zevk almıyoruz. Bu yaklaşımlar sanırım yerel basının kaderi olsa gerek diyoruz. Yerel basına destek ve övgüler sözde değil, bence de özde olmalıdır.
Zaman zaman yapılan açıklamalarla mangalda köz bırakmayan kim olursa olsun hiç fark etmiyor. Bu bir belediye başkanı da olabilir, vekilde olabilir veya bir başkası da olabilir. Söylem ve ciddiyet çok önem arz eder. Cilalı sözlere artık karnımızın tok olduğunun bilinmesini isteriz. Tabii bu arada gerçekten duyarlı olup ta karınca kararınca desteklerini sunanlara da haksızlık etmeden, kendilerine teşekkürlerimi sunarım.
Dilimizde tüy bitti. Yerel basın zor durumda, her geçen gün, gazetenin gider ve masraflar almış başını gidiyor. Cumhurbaşkanlığının tasarruf genelgesinin arkasına sığınarak, bıçak gibi yerel basına desteği kesenlerin, nerelere nasıl kaynaklar aktardıklarını çok iyi biliyoruz. Ancak; Her şeye rağmen ayakta durmaya çalışarak, vatandaşın haber alma hakkına hizmet etmenin çabası içerisinde olduğumuzun bilinmesini isteriz.
Ulusal medya ve basına yaranmışlık adına el altından kaynak aktaran Belediye başkanları, zaman zaman göstermelikte olsa, Yerel günlük statüsünde çıkan bazı gazetelere sayfa çalışması ve ilan desteği sunabiliyor. Peki ; Haftalık veya diğer çıkan yazılı gazete sahipleri üvey evlat mı oluyor? Allah ıslah eylesin demekten kendimi alamıyorum.
Bu arada zaten vekilleri hiç söylemeye gerek görmüyorum. Muhteremlerin basın danışmanları maşallah hiç boş durmuyor. Hemen hemen her gün, haber bültenlerinin yayınlanması için gazete mail adreslerine bültenlerini göndermekten geri kalmıyorlar.
Ancak iş yerel basına desteğe gelince, maşallah bu tür kişilerin ceplerinde akrep dolaşıyor. Yalnız onlar mı diyeceksiniz? Elbette değil. Siyasetçisinden esnaf odalarına ve derneklerine kadar hepsi aynı pencereden bakan vazgeçilmezlerimizdir. Bu şartlarda yerel basın nasıl ayakta durabilsin? Gazete almış olduğu ilanlar ve aboneliklerle hizmet üretebilir. Başka çözümü varsa buyurun siz söyleyin...
10 Ocak çalışan gazeteciler günümüz kutlu mutlu olsun. Eh bu şartlarda gazeteciler nasıl kutlu ve mutlu olabilir. O nedenle bunun taktirini sevgili okurlarımıza ve kamuoyunun vicdanına bırakıyorum. Yerel basın ölmüş bitmiş, kimin umurunda diyerek sözlerimi tamamlamak istiyorum. Kalın sağlıcakla...