YEREL BASIN TASARRUFTAN DEĞİL ; DEĞERDEN MUAF OLMALI
YEREL BASIN DEĞERDEN MUAF OLMALI
HÜSEYİN YETİŞ
yetis.huseyin@gmail.com - 0 (545) 3649543
Yerel basın bu ülkenin nabzıdır.
Halkın sesidir, kentin hafızasıdır, vicdanıdır.
Ama bugün, “tasarruf genelgesi” adı altında yerel basının nefes borusu kesildi.
Kısacası, halkın sesi kısmaya çalışılıyor.
Peki, sormak lazım:
Devletin gerçekten tasarruf etmesi gereken yer yerel basın mı?
Yoksa milyonluk makam araçları, lüks tanıtım bütçeleri, bitmeyen reklam ihaleleri mi?
Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla yürürlüğe giren tasarruf genelgesi, kağıt üzerinde mali disiplini sağlamak için çıkarıldı.
Ama uygulamada yerel basına vurulan en ağır darbe haline geldi.
Kamu kurumlarının abonelik ve ilan desteği çekildi, gazeteler bir bir kapandı.
Basın emekçileri maaşını ödeyemez hale geldi.
Bu tablo tasarruf değil, bilgi karartmasıdır.
Bugün Türkiye’nin dört bir yanında yüzlerce yerel gazete kapanma noktasına geldi.
Oysa bizler sadece haber yapmıyoruz; halkı bilgilendiriyoruz, yolsuzluğu ortaya çıkarıyoruz, kentin sorunlarını gündeme taşıyoruz.
Yani kamu görevini yerine getiriyoruz.
Yerel basın neden muaf tutulmalı?
Çünkü biz lüks değiliz, ihtiyaçız.
Basın harcaması değil, kamu bilgilendirme hizmeti veriyoruz.
Bu nedenle yerel basın tasarruf genelgesinden istisna tutulmalıdır.
Bunun yolu da açık ve nettir:
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, yerel basını “kamu yararına hizmet veren kurumlar” kapsamına almalıdır.
Basın İlan Kurumu, yerel gazetelere yönelik “Yerel Basın Destek Fonu” kurmalı; ilan ve abonelik gelirleri genelge dışında değerlendirilmelidir.
Valilikler ve belediyeler, yerel gazetelere aboneliği “tanıtım ve kamu bilgilendirme gideri” olarak tanımlayıp bu harcamaları sürdürmelidir.
Meclis’te bu konuda bir araştırma komisyonu kurulmalı, yerel basının sosyoekonomik önemi raporlanmalıdır.
Tasarruf elbette önemlidir. Ama yanlış yerde yapılan tasarruf, ülkeye kazanç değil zarar getirir.
Bir gazete kapandığında sadece bir işletme değil, bir mahallenin sesi, bir köyün haberi, bir kentin vicdanı da susar.
Bugün tasarruf genelgesinin gölgesinde ezilen yerel basın, yarın susarsa;bu sessizlik en çok halka zarar verir.
Biz bu ülkenin “beşinci gücü” değil, halkın dördüncü gözü, üçüncü kulağı, ilk sesiyiz.
Biz susturulursak, kim konuşacak?
O yüzden tekrar söylüyorum:
Yerel basın tasarruftan değil, değerden muaf olmalı!
Hüseyin YETİŞ
Gazeteci – Yerel Basın Emekçisi
