YEREL BASIN TASARRUF DEĞİL ; ADALET İSTİYOR
YEREL BASIN VE ADALET KAVRAMI
HÜSEYİN YETİŞ
yetis.huseyin@gmail.com - 0 (545) 3649543
Tasarruf genelgesi...
Kulağa güzel geliyor, değil mi?
Devlet harcamalarında disiplin, kaynakların verimli kullanımı...
Ama gelin görün ki, bu genelge en çok halkın sesi olan yerel basını susturdu.
Bugün ülkenin dört bir yanında, kalemiyle değil borçla mücadele eden yüzlerce gazeteci var.
Artık açık konuşmanın vakti geldi:
Yerel basın tasarruf kalemi değildir.
Yerel basın, demokrasinin vicdanıdır.
Yıllardır belediyelerden, valiliklerden, kamu kurumlarından küçük ilan ve abonelik gelirleriyle ayakta duran yerel gazeteler, bugün o destekten mahrum bırakıldı.
“Genelge var” deniyor.
Peki, soruyorum:
Bir devlet halkına sesini duyuran basından mı tasarruf eder?
Yoksa makam araçlarından, şatafatlı tanıtım ihalelerinden mi?
Bu ülkede basının çökmesi, halkın susması demektir.
Bugün bir gazete kapanıyorsa, o şehirde halkın gözü biraz daha kapanıyor demektir.
YASAL YOLU VAR!
Yerel basın bu genelgeden yasal olarak muaf tutulabilir.
Nasıl mı?
Birincisi; 5018 Sayılı Kamu Mali Yönetimi Kanunu der ki:
“Kamu bilgilendirme ve tanıtım faaliyetleri, kurumların asli görevleri arasındadır.”
Yani yerel basına verilen ilan ve abonelik desteği, “harcama” değil kamu hizmetidir.
Bu tanımın altı çizilirse, genelge kapsamı dışında kalmak mümkündür.
İkincisi; 5187 Sayılı Basın Kanunu, basını “kamuoyunu bilgilendirme görevi gören temel demokratik unsur” olarak tanımlar.
O halde yerel basın bir “ticari işletme” değil, kamusal bilgilendirme organıdır.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı bu maddeye dayanarak yeni bir düzenleme yapabilir:
“Yerel basın organlarına yapılacak ilan, abonelik ve duyuru hizmetleri tasarruf tedbirleri dışında tutulur.”
Bu kadar basit!
Bir imza ile, halkın sesi yeniden güçlenebilir.
VALİLER VE BELEDİYELER DE ELİNİ TAŞIN ALTINA KOYMALI
Tasarruf genelgesinin yorum yetkisi illerde valilerdedir.
Vali isterse, “Basın bilgilendirme gideri tasarruf kapsamı dışındadır” der ve abonelikleri sürdürebilir.
Aynı şekilde belediyeler, 5018’in 3/c maddesi uyarınca basın harcamalarını “tanıtım ve bilgilendirme gideri” olarak gösterebilir.
Yani isteseler, yerel basını yaşatabilirler.
Sorun niyet sorunudur!
Bugün yerel basın, devletin yükü değil, gözüdür.
Halkın haber alma hakkı kutsaldır.
Bu hakkı elinden almak, bir milleti sessizliğe mahkûm etmektir.
Tasarrufla değil, adaletle yönetilen bir ülkede, yerel basın yaşar.
Tasarruf değil, destek istiyoruz.
Lüks değiliz, mecburiyetiz!
Hüseyin YETİŞ
Gazeteci – Yerel Basın Emekçisi
