BİR ÇIKMAZIN İÇERİSİNDEYİZ..
“Dedim ki büyütürsem derdimi büyüttüğüm derdim küçültür beni ; eğer küçültürsem o derdi işte o dert o zaman büyütür beni. “ sözünü çok sevdim.
HÜSEYİN YETİŞ
yetis.huseyin@gmail.com - 0 (545) 3649543“Dedim ki büyütürsem derdimi büyüttüğüm derdim küçültür beni ; eğer küçültürsem o derdi işte o dert o zaman büyütür beni. “ sözünü çok sevdim.
Hayatımda rehber edindim. Kan ağladım.
Ama yüreğime ağladım. Sabır ettim.
Meslek hayatımda yıllarca ahlaklı , dürüst çalışarak ayakta kalabilme mücadelesi verdim.
Ama, nereye kadar ..
Neden derseniz.. ?
Her geçen gün giderek ağırlaşan hayat koşulları hayatımızı durma noktasına getirdi.
Çünkü ; Tasarruf tedbirleriyle ilgili Cumhurbaşkanlığı Genelgesi Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe girdi.
Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın imzasıyla yayımlanan genelgede, kamu kaynaklarının maksadına uygun azami tasarruf prensiplerine riayet edilerek kullanılması her kamu kurum ve kuruluşu ile görevlisi için bir görev ve aynı zamanda bir mecburiyet olduğu belirtildi. Bu anlayışla kamu kurum ve kuruluşlarının harcamalarında tasarruf sağlanması, bürokratik işlemlerin azaltılması ve kamu kaynaklarının etkili, ekonomik ve verimli kullanımına ilişkin tedbirlerin alınması gerekli görüldüğü ifade edildi. Bu kapsamda idareyi ve faaliyetlerini tanıtmaya yönelik rapor, kitap, dergi, bülten ve benzeri yayınlar hiçbir şekilde basılamayacak. Bu dokümanlar elektronik ortamda yapılacak. Kamu kurum ve kuruluşlarınca hiçbir şekilde günlük gazete alımı yapılamayacak, görev alanı ile ilgili olmayan yayınlara abone olunmayacak. Taşınmaz edinilmesi, kiralanması ve kullanılması, Resmi taşıtların edinilmesi ve kullanılması, Haberleşme giderleri, Personel görevlendirmeleri, Basın ve yayın giderleri. Personel giderlerine hassasiyetle uyulacak.
Alınan kararlara uymak elbette boyun borcumuz. Ancak ; bu tedbirlerin uygulanması aşamasında ; biz yerel basın mensuplarına hiçbir destek verilmeden , hiçbir ilan verilmeden , hiçbir abone yapılmadan Matbaa giderleri, Dağıtım ,Ulaşım , Bağ kur ve 2 tane kıdemli basın mensubunun SGK prim ödemeleri, personel maaş ödemesi ve Vergi, Büro masraflarını muhasebe giderlerimizi ödeme imkanımız isteniyor. Tamam da nasıl olacak. ?
Kendi kıt kanaat imkanlarımızla çıkartmaya çalıştığımız gazetelerin, internet sitelerimizin Tasarruf Genelgesi bahane edilerek ayakta kalabilmesi nasıl olacak.?
Kısacası yok ediliyoruz. Ayrıca , bu genelgeye kamu kurum ve kuruluşlarının riayet etmesi yönünde ciddi derecede denetlemeler yapılması da bir başka muamma. Adana, başta olmak üzere ülkemizde bulunan kurum ve kuruluşların hiçbir destek vermeden haber maili atarak gazete ve haber sitelerimizde yayınlamamızı isteyen kurum ve kuruluşların hiçbir destek vermeden bu tutumunu devam ettirmesi ise başka bir sorun.
Siz, bir iş yapacaksınız. Her gün çalışacaksınız. Ama, hiçbir kazancınız olmayacak. Masraflarınızı karşılayamaz hale geleceksiniz. Evinize ekmek alamayacaksınız. Çocuklarınızın ve ailenizin ihtiyaçlarını gideremeyeceksiniz.
Bu kararı alarak yürürlüğe koyanlara soruyoruz… ?
“ Bizin, yerimizde siz olsaydınız ne yapardınız? ”.
Belediyelerimizde yada bir kurumda milyarlarca lira maaş alan basın danışmanları kardeşlerimiz ise oldukça rahat. Hiçbir sorunları yok. Tuzları kuru. Tek dertleri görev yaptıkları kurumun yetkililerinin bol bol haberlerini yaptırabilmek.
Bir başka sorun ise giderlerin giderek artmaya devam etmesi, iş kapasitemizin hiç olmaması.
Türkiye’nin tarım ve sanayi, paşalar, ağalar kenti Adana’da yerel seçimler öncesi gece gündüz başarısı için çalıştığımız , her zaman tek tes tek yürek olduğumuz, haberlerini gece gündüz yaptığımız Belediye Başkanlarımız seçimden sonra makamlarına oturdu. Ama, bazı belediye başkanlarımız ne yazık ki bizleri tanımadıkları gibi, söz verdikleri makamlarında ağırlamak bile istemedi. Özel kalem müdürlerinden bazıları biz emekçi basın mensuplarını belediye başkanlarımızla sanki görüştürmemek yarışındalar. Bizlere seçim sonrası destek sözü verenler , bir makam yada göreve geldiklerinde bizleri çok ama çok çabuk unuttular. Telefonlarımıza cevap bile vermiyorlar. Bizleri , emekçi gazetecileri mağdur ettiler. Sadece basın İlan kurumundaki listede olan gazetecileri tanıyarak ayırımcılığa neden oluyorlar. Etkinliklerine bile davet etmiyorlar.
Bir de farklı bir meslekte iş arasak bile 35 ve yukarı yaşında olanlara iş imkanı verilmemesi de başka bir dert. Adana’da tam anlamıyla kilitlenmiş durumdayız.
Mevcut iktidarımız, İktidar ortağı siyasi partilerimiz, Ana muhalefet partisi ve diğer kurum ve kuruluşların yetkililerine sesleniyoruz.
Bizleri engelleyerek hayata küstürüyorsunuz. Ailelerimizi yok ediyorsunuz. Geleceğimizin yok edilmesine seyirci kalıyorsunuz.
Usta Öğreticisiniz. Milli Eğitim Bakanlığı Halk Eğitim Merkezlerinde kurs açamıyorsunuz. Günlerdir Türkiye'nin 28 İlinde Temsilcisi olan; benimde Adana İl Temsilciliği ve Basın Yayın Kurulu Başkanlığını yaptığım Mesleki Eğitimciler Federasyonu Genel Başkanı Sayın Selma Coşan, Genel Başkan Yardımcısı yol arkadaşım, kardeşim deprem bölgesi Malatya'da var olma savaşı veren zor durumdaki Mail Duyu, Mesleki Eğitimciler Federasyonumuzun birbirinden değerli Genel Merkez Yönetim Kurulu Üyeleri, İl Temsilciler, Üyelerinin seslerini duyurabilmek ve bir an önce çalışabilmek için gösterdiği mücadeleye şahidim. Bizlerin sesini duymak istemeyenlere seslerini duyurabilmek için CHP Genel Başkanı Sayın Özgür Özel'den randevu talep ederek bu kötü gidişata dur demek isteyen ,Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'a CİMER üzerinden ulaşmaya çalışan, evine ekmek götürebilme derdinde olan MEF ailesine selam olsun. Antrenörsünüz işe alınmıyorsunuz. Gazetecisiniz Tasarruf Genelgesi nedeniyle engelleniyorsunuz. İş arıyorsunuz ekonomik koşullar nedeniyle iş verenler tarafından işe alınmıyorsunuz.
Bir iş yer açmak istiyorsunuz sermayeniz olmadığı için açamıyorsunuz. Biz ne yapalım. ? Kim yada kimlere sesimizi duyuralım. Bu kadar zulüm bizlere neden uygulanıyor. ? Kısacası bir çıkmazın içerisindeyiz. Allah hepimizin yardımcısı olsun.