LGS Öncesi Veliler
MEHMET ŞAN
mehmetsan@gmail.com - 05453649543Yarın Liselere Giriş Sınavı yapılacak. Benim çocuğum da sınava giriyor. Heyecanımızdan dolayı yanlış bir şey yapmamak için kendime 10 maddelik bir tavsiye listesi hazırladım. Belki sizin de işinize yarar ümidiyle yayınlıyorum ve yarın sınava girecek bütün öğrencilerimizin anne babalarına ebeveynlik imtihanında başarılar diliyorum.
Her madde 10 puan. Hangi yanlışın kaç doğruyu götüreceği meçhul. Bütünleme yok.
Süreniz başladı.
Bir çocuğun uzun süre hazırlandığı bir sınava girmeden önce heyecanlanması çok normal. Ama anne babanın çocuktan daha heyecanlı olması hiç normal değil! Eğer sen aşırı kaygı yaşarsan, bu durum çocuğa da yansır. O yüzden sakin ol! Ve bugün sürekli, “İyisin değil mi? Heyecanlanmana gerek yok!” gibi konuşmalar yapma! Çünkü sen kendi heyecanını bastırmak için sürekli sınavdan bahsedersen, çocuğun kaygısı zirve yapar.
Çocuğun bu gece uyumakta zorlanabilir. Bu da çok normal bir durumdur. O yüzden çocuk gece uyuyabilsin diye evde olağanüstü hâl ilan etme! Çocuğa gün boyu süt içirip, yoğurt yedirip, papatya çayıyla banyo yaptırma! Eğer hemen uykuya dalamazsa, ona bunun çok normal olduğunu, birkaç saatlik uykuyla sınava girmesinde bir sıkıntı olmayacağını söyle! Hatta işi abartıp, “Büyük keşifler hep uykusuz geceler sonrasında ortaya çıkmıştır” veya “Fatih Sultan Mehmet İstanbul’u fethettiği günün öncesinde acaba kaç saat uyumuştu?” gibi vurucu cümleler de kurabilirsin.
Sabah kahvaltısında çocuğun zihni açılsın diye tatlıya yüklenme! Uzmanlar sınav öncesi hafif bir kahvaltı tavsiye ediyorlar. Çocuğun net sayısını, son gün pekmez yüklemesi yaparak artıramazsın! Hatta tam tersine tatlı yedikten bir süre sonra kan şekeri düşer ve zihin bulanıklaşır. Sınav öncesinde hurma yedirmek tavsiye ediliyor. Ama bunu da abartıp olayı hacı ziyaretine döndürme!
Sınava girmeden önce çocuğuna dua etmesini söyle ve sen de “İnşallah hakkında hayırlısı olur” diye dua et. Ama bunu söylerken gözün kaşın seğirmesin. Çocuğa tesir etmesi için buna önce kendin inan! Tevekkülün en etkili sakinleştirici olduğunu unutma!
Yarın çocuğun sınavdan çıkınca hemen yanına gidip, “Sınavın nasıl geçti?” diye sorma! Zaten geçti işte. Önce bir sarıl, gözlerinin içine bak ve “Nasılsın?” diye sor. Çünkü gün gelecek, çocuğun sınavı unutacak. Ama sınav sonrası gözlerinizin ilk buluştuğu anı muhtemelen hep hatırlayacak.
Çocuğun sınavı kötü geçtiyse, “Çalışmazsan olacağı buydu. Hiç şaşırmadım!” gibi tepkiler verme! “Senin asıl sınavın hayırlı bir evlat olmak. Ve bunu başardın. Gerisi çok önemli değil” diyerek onu destekle. Sınavı çok iyi geçtiyse de havai fişekli kutlamalar yapma! “Sen elinden geleni yaptın. Gerisi Allah’ın takdiri. İnşallah beklediğin gibi iyi bir sonuç alırsın” diyerek hayatına devam et.
Çocukları akranlarıyla kıyaslamak zaten her türlü yanlış. Ama sınav gününde buna hiç yeltenme! “Şu şu kadar net yapmış, şunun hiç yanlışı yokmuş” gibi konuşmalardan uzak dur! Kim ne yaptıysa yapmış! Sen kendi çocuğuna odaklan!
Çocuğun sınavdan iyi bir başarı elde ederse, bununla hava atma! Sonuç kötü gelirse de bundan utanma! Çünkü ileride gerçekten utanacağın bir şey yaşarsan, bugünü hatırlayıp pişman olursun.
Bugünlerde her anne baba çocuğunun doktor olmasını istiyor. Ama bu teknik olarak mümkün değil. 24 kişilik bir sınıfta iyimser bir tahminle dört öğrencinin tıp fakültesini kazanabileceğini var sayalım… Eğer biz 24 öğrencinin hepsi birden tıp fakültesini kazansın diye baskı yaparsak, sonuçta elimizde dört doktor, yirmi tane de hasta kalır. Öyleyse çocuğunla ilgili beklentilerin gerçekçi olsun.
Sınav soruları kontrol edildikten sonra ve durum üç aşağı beş yukarı belli olduktan sonra gündemi değiştirip kendi imtihanına odaklan. Yani ebeveynlik imtihanına… Çocuğunun hangi liseye gideceği alacağı puanla ilgili bir durum. Ama gelecekte nasıl bir insan olacağı senin puanına bağlı. Eğer sen kendi imtihanında başarılı olamazsan, çocuğun kaç puan aldığının çok da bir önemi yok. Zaten hayırlı bir evlat kadar güzel bir imtihan sonucu da yok!