22 Ağustos 2023 - Salı
AĞLA ANTAKYAM AĞLA ...
Yazar - MEHMET ŞAN
Okuma Süresi: 4 dk.
422 okunma
MEHMET ŞAN
mehmetsan@gmail.com - 05453649543
Tam 57 yaşındayım.
Bu yaşıma kadar, zannederim birçok şeye şahitlik ettim.
Toplumsal veya ferdi olarak, sıkıntılar, uğraşlar, gördüm.
Çok üzüldüm, çok sinirlendim, çok kırıldım, çok hayal kırıklığına uğradım.
Ama 6 Şubat depreminden sonra, özellikle Antakya'da yaşadıklarım bunların yanında neredeyse hiç kaldı.
Bir şehir düşünün ki, nefessiz kalıyor.
Ben hekimim.
Acil durumlarda, bir hastada ilk baktığımız şey, nefes alıp almadığıdır.
Hatay'ın nefes alacak kanalları olan havaalanı kapalı, ana arterler kapalı, şehir içi yollar geçilemeyecek derecede molozlarla kapalı veya kötü vaziyette.
Yani nefes alamıyoruz.
Raylı sistem derseniz zaten yok.
İnsanlar bu şehirden vazgeçmek istemiyor, gitmek istemiyor.
En azından, ailesini merkezi yerlere yerleştirenler, hafta sonları uçakla ailesinin yanına gidip gelecek şekilde bir planlama yapmak istiyor, ama gel gör ki, havaalanı 8 ay kapalı.
Allah aşkına havaalanını sıfırdan yapmıyoruz.
Sadece bir pist yapılacak. Bir pistin yapılması 8 ay sürebilir mi?
Bizim imkânlarımız bu kadar aciz mi?
Bu konuda acilen, Antakya, Defne, Samandağ, Kırıkhan ve Hassa için hayat öpücüğü olacak gelişmeler lazım.
Gerekirse, Türkiye'nin çeşitli illerinden ekipler hazırlanarak, bizi bize bırakmaksızın, tepeden bakan bir göz ve kollektif düşünen bir akılla, şehrimizin planlamasını ve imarını hızlıca hayata geçirmek, en azından bunun işaretlerini vermek gerekir.
Yoksa, inanın Antakya ve saydığım ilçe insanları toplumsal bir ruhsal bunalım hâline giriyorlar.
Gelecekten ümitsizlik, kaygı bozuklukları, güvensizlik. Bütün bunlar insanın psikolojisini allak bullak ediyor.
Bireysel olsa hadi neyse. Ama, bu kişisel ruh hali, aile içerisinde, mahallede, şehirde, bir domino taşı etkisiyle diğer şehirlerdeki Hataylılara ve akrabalarına kadar uzanıyor.
İnsanlar giderek daha mutsuz, umutsuz hale geliyor.
Sonuç olarak diyeceğim şu ki, böyle bir felaket başımıza geldi.
Dünya tarihinde, ilk defa bizim başımıza gelmedi.
Burada önemli olan: bu olumsuzlukları fırsata çevirerek, daha güzel gelecek planlaması yapılabilecek bir imkan olması.
Bu imkan, hiçbir fani eliyle olamazdı. Bir daha da olmaz inşallah.
Göz göre göre, bu durumun heba edilmesi veya geciktirilmesi insanları umutsuzluğa sürüklüyor.
Yapılması gerekenler yapılsa, kimsenin diyecek bir sözü olmaz.
Bu yüzden, devletimiz bütün imkanlarını seferber ederek, bu şehre yeniden hayat verecek bir takım uygulamaların ipuçlarını acilen göstermeli.
Hatay'ın nefes yolları ilk ve acil olarak açılmalı.
Hava yolu,
Raylı sistem,
Kara yolu (yeni ve geniş karayolu ve bağlantı yolları, alt-üst geçitler, viyadükler, işlevsel kavşaklar) bizim nefes almamız için ilk yapılması gereken işlerdir.
Önce nefes alalım. Ardından umut gelir.
Bir umut dalgası meydana getirmeli.
Bunlar yapılmaya başlandığı zaman, mutlaka karşılık bulur.
Yeni ticaret ve iş imkanları sağlar.
İştah açıcı bir tabloyla, insanları çeker.
İnsanları en çok zorlayan şey, umudun yitirilmesidir.
Umudu yeşertmek için hepimize görev düşüyor.
Hep beraber göreve...
Vatan sevgisi imandandır.
Yorumlar (0)
Tüm Yazıları