‘ADANALI SANATÇILARA SAHİP ÇIKILMALI’

Kültür Yayın: 01 Ekim 2020 - Perşembe - Güncelleme: 01.10.2020 09:56:11
Editör -
Okuma Süresi: 12 dk.
465 okunma
Google News

91.00 frekansında yayın yapan “Bölgenin haber radyosu” Çukurova Metropol FM’de Gazeteci İlhan Geyik’in hazırlayıp sunduğu “Objektif” programına konuk olan sanatçı Ali Turaç, kentteki yerel yöneticilerin Adanalı sanatçılara sahip çıkması gerektiğini ifade etti. Çukurova'nın "bereketli topraklarında" Ferdi Tayfur, Müslüm Gürses, Hakkı Bulut, İzzet Altınmeşe gibi Türkiye'ye mal olmuş pek çok ünlü ses sanatçısının yetiştiğine dikkat çeken Turaç, halen kentte güçlü özelliklere sahip çok sayıda mahalli sanatçının bulunduğunu vurguladı.

Söz-Müziği Kemal İlbey’e ait ve Kasetçi Kerim’in yapımcılığını üstlendiği ‘Adanalıyık, Allah’ın Adamıyık’ adlı parçaya çektiği klip ile hayranlarının karşısına çıkan Türk Halk Müziği sanatçısı Ali Turaç, yeni sezona fırtına gibi girmenin heyecanını yaşıyor.  Kısa bir süre önce çekilen ve sosyal medya mecraları ile radyo ve televizyonlarda yer almaya başlayan "Adanalıyık, Allah’ın Adamıyık” isimli türkü ile müzik listelerine giren Ali Turaç, Çukurova Metropol FM’de ailesinden, çocukluğuna; müzik geçmişinden gelecek planlarına kadar pek çok konuda ilginç ve keyifli bir sohbet gerçekleştirdi.  40 yıllı aşan müzisyenlik hayatına zor koşullara rağmen 8 kaset sığdıran ve yüzlerce etkinlikte yer alan Ali Turaç, sahip olduğu deneyimlerle Adana’daki bir belediyede "kültür elçisi" olarak görev almak istediğini dile getirdi. Büyük beğeni toplayan "Adanalıyık, Allah’ın Adamıyık’  adlı parçanın kısa sürede müzik listelerinin zirvesine yerleşeceğine dair inancını dile getiren Turaç, “Büyük emekler vererek hazırladığımız son çalışmamız büyük ilgiyle karşılandı. Sadece Türkiye’de değil; dünyanın her yerinde çok güzel mesajlar alıyorum. Her sözü buram buram Adana kokan bu parça sevenlerimi coşturacak ve adeta yerinde oynatacaktır.” dedi. Ali Turaç, nam-ı diğer Yetim Ali, İlhan Geyik’in sorularına şu yanıtları verdi: 

Nasıl bir ailede büyüdünüz? Kendinizden ve ailenizden bahsedebilir misin?   
“ALTI YAŞINDA BABAMI KAYBETTİM”

Adana Hürriyet Mahallesi’nde 6 çocuklu bir ailenin en küçüğü olarak dünyaya geldim. 49 yaşında; evli ve bir kız, bir oğlan iki çocuk babasıyım. Hürriyet İlkokulu'nu bitirdim; sonradan ortaokul diplomamı dışarıdan aldım. Mahallemizde tablada börekçilik yaparak geçimini temin eden rahmetli babam ben henüz altı yaşında iken hayatını kaybetti.  Bundan 
dolayı çok küçük yaşlardan itibaren ‘alaylı’ olarak ilk adımı attığım sanat camiasında ‘Yetim Ali’ olarak tanındım. Halen Hürriyet Mahallesi’nde ‘Börekçi veya yaprakçı Duran’ olarak bilinen babam ‘Namuslu, efendi, ekmeğini helalinden kazanan’ bir insan olarak saygı ile anılmaya devam ediyor. Babam, sabahın saat beşinde annemle börek açar; pişirdiği börekleri ilk önce mahallede ihtiyaç sahibi birkaç aileye dağıttıktan sonra satış yaparmış. Aynı işi yapan börekçi komşusu siftah yapmadığı zaman kendisine gelen müşterilerini ona yönlendirecek kadar paylaşmayı seven bir esnaf olarak hatırlanıyor. Her zaman tablada esnaflık yapan; alın teriyle ekmeğini çıkaran bir babanın oğlu olmanın onurunu yaşadım. Evet, erken yaşta yetim kaldım; fakat hem annelik, hem babalık yapan yürekli bir kadın bizleri güç koşullarda büyüttü. Annem de temizlik ve kapıcılık yaparak, evlatlarını kimseye muhtaç ettirmeden yetiştirdi. Belki ‘Yetim Ali’ olarak ün yaptık; ama şimdi dünyanın her yerinde bizleri tanıyan ve seven insanlar ile ayrı bir güzellik ve zenginlik yaşıyoruz.

Nasıl sanatçı oldunuz? Müzik yaşamınızdan söz edebilir misiniz?
“HEM SÖYLER; HEM AĞLIYORDUM”

Almanya’da vefat eden rahmetli dayımın sesi de çok güzeldi; kendisini sürekli dinlerdim. Çocukluk yıllarımda Adana Karşıyaka’daki Dökümcüler Sanayii’nde dökümcü çıraklığı yaptım. Sesim güzel olduğundan ‘hele bir türkü söyle’ diyenleri hiç kırmazdım. Küçük yaşta babamı kaybettiğim için çok duygusaldım. Kumların üzerinde türkü söylerken gözyaşlarıma hakim olamazdım. Müzik öykümdeki kilometre taşlarından biri düğün salonlarıdır. O dönem kalfalarım beni düğünlere götürmeye başladılar. "Yetim Ali" olarak gittiğim düğün ve nişan sahnelerinden koynuma para doldurulmuş halde (Örneğin; 28 kilo isem 30 kilo olarak) eve dönerdim. Beni etkinliklerine davet edenler, akşamları anneme bırakırlardı. O zaman paramız daha değerliydi; en az bir memur kadar para kazanıyordum, doğal olarak buda ailemin hoşuna gidiyordu. Fakat ben paraya çok önem veren biri değilim. Her şey para değil; dostluklar da önemlidir. Bu anlamda Ceza İnfaz Kurumları, Çocuk Yetiştirme Yurtları gibi kurumlar talep ettiklerinde saz ekibimle birlikte ücretsiz konserler veriyorum. İçtiğim bir çay veya kahvenin 40 yıl hatırını unutmam. Davet edilen her yere gider; kimseyi kırmam, mütevazılıği elden bırakmam, geldiğim yeri asla unutmam. Büyük bir sevgi ve emek ile 40 yılımı vererek icra ettiğim sanatım ile hem çok güzel dostlar edindim; hem de ekmeğimi kazandım. Bugüne kadar 8 albümü hayranlarımla buluşturmanın mutluluğunu yaşıyorum.


Çukurova’dan Ferdi Tayfur, İzzet Altınmeşe, Hakkı Bulut, Müslüm Gürses gibi Türkiye’ye mal olmuş sanatçı yetişmiştir. Adanalılar her biri alanında "marka" olmuş bu değerlerine yeterince sahip çıkıyor mu?
“NEDEN BİZLERİ ETKİNLİKLERE ÇAĞIRMIYORLAR?"

Başta siyasetçilerimiz olmak üzere ilgili kurum ve kuruluşların Adanalı sanatçılara sahip çıkmaları gerekiyor. En ünlü sanatçımızın bile bu husustaki yakınmalarına tanıklık etmişimdir. Aynı sahneyi paylaştığım bu kentin  emekçi sanatçıları ‘Adana’da bir etkinlik olduğunda neden bizleri de çağırmıyorlar’ sitemleri ile karşılaşıyorum. Bu noktada ben biraz daha şanlıyım. Çünkü çok aktif biriyim. Hiçbir ücret talep etmeden gönüllü olarak bugüne kadar pek çok organizasyonda yer aldım. Tanıdıklarım bazen ‘Bu hırsı ve azmi nereden buluyorsun? Fabrika olsaydın iflas ederdin’ diyor.  Fakat benim gönlüm zengin. İnsanları mutlu etmek kadar güzel bir şey yok. Taşına toprağına kurban olduğum Adana’yı; çok seviyorum. Şöhretin zirvesine çıktım; her zaman her yerde doğup büyüdüğüm, ekmeğini yediğim şehrimi tanıtmaya devam ediyorum.


Adanalı sanatçılar olarak  başta Belediyeler olmak üzere kurum ve kuruluşların düzenlediği etkinliklerde yetirince yer alıyor musunuz? Pandemi sanatçıları nasıl etkiledi?
“MÜZİSYENLER MAĞDUR”

Türkiye genelinde 3 milyon müzisyen pandemi dolayısı ile mağdur duruma düştü. Koronavirüs tedbirleri kapsamında tüm müzik organizasyonları iptal edildi. Düğün, nişan ve benzeri etkinlikler askıya alındı;  bu meslek ile hayatını idame eden insanlar bir anda işsiz kaldı. Şu anda sanat camiası ciddi ekonomik sıkıntılar yaşıyor. Bir ülkenin en renkli ve güçlü kültürel kaynaklarından olan sanatçılar kimseden bir şey istemez. Onlar ancak sesleri veya sahip oldukları başka yetenekleriyle öne çıkarlar.  Her zaman halkla iç içeler; sahnede alkışlardan beslenirler.  İlimizde geçmişte olduğu gibi bugün de çok değerli sanatçılar var; ancak çoğu (bende dahil) bu dönemde yetirince sahneye çıkamadığından bir takım ekonomik sorunlar ile karşı karşıya... Kendi adıma şunu söyleyebilirim; elbette kimi programlarda  karşılaştığımız Belediye Başkanlarımız  ‘Ali Turaç’ı çok seviyoruz; Adana’nın medar-ı iftihardır’ derler. Ama bu övgü dolu sözler yeterli değil. Ali Turaç'a bir belediyede "kültür elçiliği" görevi verilmesi gerekir. Bize bu desteği veren belediyeler; dolayısı ile Adana'mız kazanacaktır. Her yerde konserlerimle hem o belediyenin hem de Adana’nın ‘gür bir sesi’ olurum. Adana’nın tanıtımına daha fazla katkı sunmuş olurum. Ama her şey kısmet… Rızkı veren Allah’tır. Kimsenin cebinden gözümüz yoktur. 40 yılda çok şeyler gördük, geçirdik. "Sosyal sorumluluk" anlayışı ile hiç bir beklentiye girmeden konserler verdim. Belki parasal anlamda bir şey kazanmadım; evim veya arabam da olmayabilir. Ama güler yüzüm, sevgim ve şarkılarım var. Büyüklerimizi örnek  alarak bu yola koyulduk. Onların terbiyesi ile büyüdük. Bizler gönül insanlarıyız.  Sesimizden ve nefesimizden başka bir servetimiz yok. Halkımızın sevgisi ile yolumuza devam ediyoruz. Adım yetim Ali; ama gönlüm zengindir. 

“Adanalıyık, Allah’ın Adamıyık” isimli yeni yeni klibinle ilgili nasıl tepkiler aldınız?
“ÇOK GÜZEL DÖNÜŞLER ALDIM”

Kalabalık bir ekiple, çok büyük emekler vererek ve ciddi desteklerle bu klibi hazırladık.  Kısa bir süre önce gösterime giren klibimiz çok ses getirdi; herkesin beğenisini topladı. Şu anda yediden yetmişe  bütün kesimlerden çok güzel dönüşler alıyorum. Sokakta karşılaştığım sevenlerimin ‘Adana’yı çok güzel tanıtıyorsunuz’ demeleri hoşuma gidiyor. Dünyanın her yerinde tebrik mesajları geliyor. Adana'mızın sembol değerlerini öne çıkaran bu parçanın önümüzdeki dönemde çok dinlenen klasikler arasına gireceğine inanıyorum. Şu anda birçok radyo ve televizyonda büyük bir keyifle dinleniyor. Sesimiz çoktan Torosları aştı.

Son olarak gelecek planlarınızla ilgili neler söylemek istersiniz?
“UMUTSUZLUĞA YER YOK"

Yerel yöneticilerimize  yaptığımız "Adanalı sanatçılara sahip çıkalım" çağrımın karşılık bulacağına inanıyorum. Bizler Adana sevdalısı insanlarız. Bu kentin her alanda marka değerinin artmasını istiyoruz. Sesimiz, sazımız ve sözümüz ile şehrimizin tanıtımına katkı vermek istiyoruz. Mesleğine aşık bir sanatçı olarak geleceğe dair de umutluyum. Birçok sanatçı arkadaşım maddi güçlükler nedeniyle bu mesleği bırakmak zorunda kaldı; ama ben enerji doluyum. Sesimle daha çok güzel hizmetlere imza atabileceğimi düşünüyorum. Adana’daki yerel basının da ciddi desteğini alıyorum. Karamsarlığa yer yok. Adana pamuk ağalarının, beylerin yaşadığı; cüzdanları kadar, gönülleri de zengin insanların kentidir. Adanalı bir sanatçı olarak ben ne kadar yükselirsem şehrim de  oranda yıldızı parlamış olur. Bu güne kadar bizlere emek veren, elimizden tutan, yolumuzu açan herkese teşekkür ediyorum. Pandemi nedeniyle de ‘maske, mesafe ve hijyene’ dikkat edelim. Bu salgın da insanlık için bir imtihandır. Allah hepimizin yolunu açık etsin.

 ALLAH'IN ADAMIYIK (Söz-Müzik: Kemal İlbeyi)

Acılı kebap yerik
Şalğamları icerik
Nerde bir güzel görsek
Kendimizden geçerik
Sevda bizim sanımız
Ölümüne severik
****
Adanalıyık adanalıyık
Allah’ın adamıyık
Bizde yanlıslık olmaz
Adamın kralıyık

 

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.