ÖĞRETMENLERİN SORUNLARI VE ÇÖZÜMLERİ
şükrü ağbaş

ŞÜKRÜ AĞBAŞ
yetis.huseyin@gmail.com - 05453649543
Bu ülkede uzun zamandır görmezden gelinen bir gerçek var:
Eğitimin temeli öğretmendir, fakat en çok yalnız bırakılan yine öğretmendir.
Kağıt üzerinde “geleceğin mimarı” diye övülen öğretmenler, iş icraata geldiğinde çoğu zaman hesapta olmayan yüklerin, bitmeyen angaryaların ve saygısız bir düzenin ortasında bırakılıyor. Ve artık bu sessizlik bitmeli.
1. SAYGINLIK KAYBI: ÖĞRETMENİN DEĞERİ SÖZDE KALDI
Siyasetçiler kürsüde “Öğretmenler başımızın tacıdır” derken, sahada öğretmen itibarsızlaştırılıyor.
Okulda veli baskısı, dışarıda toplumun haksız eleştirisi…
Öğretmen bir hata yapsa linç edilir; başarı sağlasa kimse görmezden gelir.
Çözüm:
– Öğretmene saldıran, baskı kuran, tehdit eden herkes için ağır yaptırımlar.
– Öğretmenin mesleki otoritesini koruyan özel bir “Öğretmeni Koruma Kanunu”.
– Eğitimi oy devşirme aracına çeviren söylemlere son verilmesi.
2. MADDİ SIKINTILAR: GEÇİM DERDİNDEKİ ÖĞRETMEN NASIL EĞİTİM VERİR?
Öğretmenler, geçim sıkıntısı yüzünden özel ders kovalamak zorunda kalıyor.
Kimisi ek iş yapıyor, kimisi borç içinde…
Bir öğretmene yakışır bir yaşam standardı neden hâlâ sağlanamıyor?
Çözüm:
– Öğretmen maaşlarının toplumdaki nitelikli mesleklerle eşdeğer seviyeye çekilmesi.
– Özlük haklarının siyasi pazarlıklara değil, yasal güvenceye bağlanması.
– Ek ders yerine temel maaşın güçlendirilmesi.
3. ANGARYA YÜKÜ: ÖĞRETMEN ÖĞRETMENLİK YAPAMIYOR
Raporlar, çizelgeler, gereksiz toplantılar, bitmeyen evrak listeleri…
Öğretmenlerin büyük kısmı zamanını eğitimle değil bürokrasiyle harcıyor.
Çözüm:
– Dijital sistemlerin sadeleştirilmesi.
– Öğretmenin asli görevi olan eğitim dışındaki yüklerin azaltılması.
– Okullara idari personel ve teknik destek zorunluluğu.
4. GÜVENLİK SORUNU: ÖĞRETMEN SINIFTA CAN DERDİNDE
Okullarda şiddet artıyor.
Öğretmene saldıran veli çoğu zaman elini kolunu sallayıp çıkıyor.
Bu nasıl bir düzen?
Çözüm:
– Okullarda profesyonel güvenlik sistemi.
– Şiddet olaylarında öğretmene “kamu görevlisine saldırı” statüsü.
– İlçe ve il milli eğitim müdürlüklerinin olaylarda öğretmenin yanında durması.
5. KARAR SÜREÇLERİNDE ÖĞRETMEN YOK: EĞİTİM ÖĞRETMENSİZ TASARLANMAZ
Müfredat hazırlanıyor, sistem değişiyor, sınav modeli yenileniyor…
Ama tüm bu değişikliklerde öğretmenin fikri sorulmuyor.
Sosyal medyanın trendleriyle eğitim politikası yapılmaz!
Çözüm:
– Her ilde “Öğretmen Konseyi” kurulması ve reformlarda söz hakkı.
– MEB yönetmelik taslaklarının öğretmenlere açık oylamaya sunulması.
– Liyakatli eğitim yöneticilerinin atanması.
6. ATAMA SORUNU: YILLARINI VEREN GENÇLER BEKLEME ODASINDA
Binlerce genç, umutları tükenmiş halde “atama bekleyen öğretmen” kimliğine mahkûm.
Plansız kontenjanlar, belirsiz takvimler, saygısız bir belirsizlik…
Çözüm:
– İhtiyaca uygun yıllık öğretmen planlaması.
– Öğretmenlik bölümlerinde kontenjan düzenlemesi.
– Siyasi vaatler değil bilimsel projeksiyonlar.
**SON SÖZ:
ÖĞRETMENİ YORAN DÜZENİN FATURASI GENÇLERE VE ÜLKEYE KESİLİR**
Bir ülkeye yapılabilecek en büyük kötülük, öğretmeni küstürmektir.
Çünkü öğretmen küserse sınıf soğur, okul soğur, çocuk soğur…
Bu yazıyı okuyan her yetkiliye sesleniyorum:
Öğretmen yorulursa, ülke yorulur.
Öğretmen güçlenirse, geleceğimiz güçlenir.
Ve artık gerçek şu:
Öğretmene sadece “24 Kasım’da çiçek” değil,
365 gün boyunca saygı, güven ve hakkı teslim edilmelidir.