TKF YÖNETİM KURULU ÜYESİ SENSEİ ÖMER HABEŞ

Ömer Habeş, sporla yoğrulmuş bir hayatın, disiplinle şekillenmiş bir iradesidir.

KARATE Yayın: 13 Ağustos 2025 - Çarşamba - Güncelleme: 13.08.2025 13:53:00
Editör - HÜSEYİN YETİŞ
Okuma Süresi: 5 dk.
69 okunma
Google News

 

Hazırlayan: Sensei Yakup MELETLİ

Ömer Habeş, sporla yoğrulmuş bir hayatın, disiplinle şekillenmiş bir iradesidir.

 

 

 

Bazı insanlar vardır ki, sadece kendi hayatlarını değil, dokundukları hayatların yönünü de değiştirirler.

 

1965 yılında, Güneydoğu’nun kadim kültür mirasını taşıyan Kilis’te dünyaya gelen Ömer Habeş, sporla yoğrulmuş bir hayatın, disiplinle şekillenmiş bir iradenin ve sınır tanımayan bir azmin somut tezahürüdür. Onun hikâyesi, yerel bir spor sevdasının evrensel bir başarı öyküsüne dönüşmesinin, insan iradesiyle imkânların nasıl yeniden tanımlanabileceğinin en canlı örneklerinden biridir.

 

Çocukluk Yılları: Sporla Yoğrulan Karakter

 

Henüz beş yaşında, 1970 yılında karate ile tanışan Ömer Habeş, yalnızca bu branşta değil; masa tenisi, atletizm, futbol gibi farklı spor dallarında da başarılar elde etti. İlk ve ortaöğretim yıllarını Kilis’te geçirdi. Lise ikinci sınıfta, karatedeki tutkusunun yön verdiği bir karar ile 1979 yılında ailesiyle birlikte İstanbul’a taşındı. Burada Eyüp Otakçılar Lisesi’nden mezun oldu ve ardından Anadolu Üniversitesi İktisat Fakültesi Uluslararası İlişkiler bölümünde akademik eğitimini tamamladı.

 

Karatede Yeniden Doğuş ve Milli Takım Serüveni

 

1980 yılında Sensei Hakan Alpay’ın öğrencisi olarak karateye yeniden başladı. 1983 yılında Milli Takım’a seçilerek ulusal düzeyde sahneye çıktı. 1983–1990 yılları arasında Milli Takım’da müsabık olarak görev aldı. Bu dönem, onun teknik gelişiminin yanı sıra, ulusal gururu temsil etmenin yüklediği sorumluluk bilinciyle de olgunlaştığı yıllardı.

 

Uluslararası Arenada Bir Türk Spor Elçisi

 

1990 yılında gelen davet üzerine Almanya’ya giden Habeş, 2000 yılına kadar Eyalet Milli Antrenörü olarak görev yaptı. Bu süre zarfında yalnızca antrenörlük yapmakla kalmadı; aynı zamanda müsabık olarak da ülkesini temsil etmeye devam etti.

 

1994 yılında Almanya’da sporcu ve antrenör olarak sergilediği üstün başarılar, onu Almanya Parlamentosu’na davet ettirdi ve Almanya Cumhurbaşkanı tarafından Üstün Hizmet Ödülü ile onurlandırıldı. Bu ödül, yalnızca sportif başarıların değil; aynı zamanda kültürler arası köprü olma vasfının da tesciliydi.

 

Antrenörlük ve Yerel Spor Kültürünün İnşası

 

2001 yılında Türkiye’ye dönen Habeş, Muğla’nın Fethiye ilçesine yerleşti. Burada açtığı spor salonlarında, teknik bilgi birikimini ve uluslararası tecrübesini yeni nesil sporculara aktardı. Onun yetiştirdiği sporcular yalnızca madalya kazanmakla kalmadı; aynı zamanda karateyi bir yaşam disiplini ve ahlaki duruş olarak benimseyen bireyler olarak yetiştiler.

 

Sportif Başarılar ve Unutulmaz İlkler

 

Kariyeri boyunca elde ettiği başarılar, Türkiye karate tarihinde eşine az rastlanır bir birikim oluşturdu:

 

1984: Türkiye Büyükler 1.lik, Gençler Kata-Kumite 1.lik.

 

1985: Türkiye Büyükler 1.lik, Gençler Kata-Kumite 1.lik, Avrupa Kata-Kumite Şampiyonluğu.

 

1987–1990: Türkiye şampiyonalarında defalarca 1.lik, 2.lik, 3.lük; Boğaziçi ve uluslararası turnuvalarda çok sayıda şampiyonluk.

 

Dünya ve Avrupa Karate Şampiyonalarında Türkiye’yi temsil etti (Budapeşte, Glasgov, Genova, Mısır, Titograd vb.).

 

Onu Türk karate tarihinde özel kılan ise “ilk”leridir:

 

Milli Takım’ın ilk Avrupa şampiyonluklarından birine imza atmak.

 

Kata, Kumite ve Açık Sıklet’te aynı anda mücadele eden ilk ve tek sporcu olmak.

 

50’den fazla milli oluşuyla Şeref Kartı alan ilk karateci.

 

Almanya Cumhurbaşkanı’ndan ödül alan ilk Türk karate antrenörü.

 

Almanya’da eyalet antrenörlüğü yapan, Bundesliga Karate Takımı kurup şampiyonluk kazanan ilk Türk karate hocası.

 

500’e yakın milli derece, 200’e yakın uluslararası derece ile Türk spor tarihinde nadir görülen bir başarı toplamı.

 

Çok Yönlü Bir Yaşam

 

Sporun yanında iş dünyasında da aktif olan Habeş, iyi derecede İngilizce ve Almanca bilmektedir. Evli ve beş çocuk babasıdır. Onun için aile, yalnızca sevgi değil; aynı zamanda disiplin, emek ve değerlerin kuşaktan kuşağa aktarıldığı kutsal bir mekândır.

 

Karateyi Hayatın Öğretisine Dönüştürmek

 

Ömer Habeş’in hikâyesi, karatenin yalnızca bir spor değil; insanın kendini inşa etme, sınırlarını aşma ve topluma fayda sağlama yolculuğu olduğunun kanıtıdır. Onun hayatı, tatami üzerindeki teknik ustalık kadar, ahlaki duruş, kültürel temsil ve insan yetiştirme sanatının da örneğidir.

 

Bugün hâlen aktif olarak spor yaşamına devam eden ve yeni nesillere ilham olan Habeş, geride bıraktığı yüzlerce madalya, binlerce öğrenci ve sayısız ilkle Türk spor tarihinde silinmez bir iz bırakmıştır.

 

Hocamıza; bundan sonraki yaşamında da sağlık, huzur ve başarılarla dolu uzun bir ömür diliyoruz.

Ek Fotoğraflar
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.