“ Hukuk ve dahi savunma hakkı bir gün herkese lazım olabilir…”

Mevcut iktidarın, ülkedeki bütün kurumlarını kendisine bağlı hale getirme yönündeki tehlikeli politikasını bir an evvel terk etmesi gerektiğine değinen İbrahim Ünlütaşkıran , Türkiye Cumhuriyeti’nin‘hukuk devleti’ olma vasfını güçlendirecek uygulamalara yönelmesi gerektiğini ifade etti.

Siyaset Yayın: 21 Mayıs 2020 - Perşembe - Güncelleme: 21.05.2020 06:27:19
Editör -
Okuma Süresi: 5 dk.
559 okunma
Google News

 

Merkez Parti Adana İl Başkanı İbrahim Ünlütaşkıran, İktidarın; devlet kurumları arasında kendi otoritesine mutlak biçimde

itaat etmeyi reddeden son kuruluşlar olarak gördüğü baroların (ve meslek

kuruluşlarının) mevcut yapısını, bu kurumların görüşlerine dahi

başvurmadan, kapalı kapılar ardında ve yıllardır sürdürdüğü hoyratça bir

tavırla değiştirmeye yönelik bir çalışma içerisinde olduğu bilgisinin , son

günlerde kamuoyuna yansıdığını belirtti. Söz konusu çalışma kapsamında; bir ilde birden fazla baro kurulması (çoklu baro uygulamasına geçilmesi), barolara üyeliğin

zorunlu olmaktan çıkarılması, mevcut seçim sistemi yerine nisbi temsil

sisteminin getirilmesi, delege sayılarının değiştirilmesi ve Avukatlık

Kanunu'nun 76. ve 95. maddelerinin değiştirilerek baroların dava açma

haklarının tamamen ellerinden alınması gibi düzenlemeler getirileceği

yönünde haberlerin  medyada yer aldığına dikkat  çeken Başkan İbrahim Ünlütaşkıran, “Konunun elbette teknik bir boyutu da olmakla birlikte, yapılması

planlanan düzenlemeyle; özellikle büyükşehirlerde, belirlenen kriterleri

sağlayanların ‘alternatif bir baro’ kurmasının önü açılarak bir şehirde

birden fazla baro olmasının ve bu baroların da Türkiye Barolar

Birliği(TBB)’ne delege vermesinin amaçlandığı; ayrıca mevcut seçim

sistemi yerine nisbi temsil sistemine gidilerek üye sayısı fazla olan

İstanbul, Ankara ve İzmir gibi ‘iktidar karşıtı’ ve ‘itaatsiz’ baroların delege

sayılarının düşürülmesi suretiyle, diğer il barolarının temsiliyetinin

arttırılması ve böylece görünürde, TBB’de bir ‘denge’ kurulmasının

hedeflendiği anlaşılıyor. Yani; mevcut durumda örneğin İstanbul Barosu,

yaklaşık elli bin kayıtlı avukatla TBB'de yüksek oranda bir delege sayısıyla

temsil edildiği halde, yeni düzenlemeyle İstanbul’un TBB’deki delege

sayısının yarı yarıya düşürülmesi ‘sağlanıyor’! Ayrıca; çoklu baro

uygulaması hayata geçtiğinde, avukatlar için de, tıpkı sendikalarda olduğu

gibi bir başka baroya kaydolma seçeneği doğmuş oluyor!” dedi.

“HUKUK DEVLETİ OLMA İDEALİNE AŞIRI  DERECEDE ZARAR VERECEKLERDİR”

 

Savunma hakkının kutsal bir hak olduğunu ifade eden  Başkan İbrahim Ünlütaşkıran, “Yargının üç sacayağından biri olan ve avukatların temsil ettiği bağımsız bir savunma mekanizması, gerçek manada bir muhakemenin yapılıp hakikatin ortaya çıkarılması ve adaletin tecelli edebilmesi bakımından elzemdir.

Savcılık ve hakimlik makamlarının, HSK marifetiyle bugün artık iyice

iktidarın boyunduruğu altına alındığı ve gelinen noktada, ne acıdır ki, bu

meslek gruplarının haklarının dahi yine avukatlar tarafından müdafaa

edildiği göz önüne alınırsa, savunmanın siyasi iktidardan bağımsız

olmasının ne derecede hayatiyet arz ettiği anlaşılabilir.Diğer sakıncaları bir tarafa; bu muhtemel düzenlemenin bizce en olumsuz sonuçlarından birisi de, baroların dava açma haklarının tamamen ellerinden alınacak olmasıdır. Siyasi iktidarın hukuk dışı iş ve işlemlerine karşı salt vatandaş olarak dava açmanın mümkün olmadığı durumlarda,kamu menfaatlerini korumak maksadıyla baroların idari yargıda dava açabilme hakları hepimiz için hayati önem arz etmekte olup, yapılmak istenen değişiklikle bu olanağın tamamen ortadan kaldırılacak olması,

hukuk devleti olma idealine onulmaz derecede zarar verecektir.” Diye konuştu.

 

“BAROLARIN VE DİĞER MESLEK ODALARININ İKTİDARIN GÜDÜMÜNE SOKULMASI,BÖLÜNMESİ VE ETKİSİZLEŞTİRİLMESİ, İNSANLAR ARASINDAKİ KUTUPLAŞMAYI DAHA DA ARTTIRACAKTIR”

 

Daha önce de, baroların her ‘itaatsiz davranış’larının akabinde

iktidarın benzer girişimlerde bulunduğunu , ancak kamuoyundan gelen güçlü

itirazlar neticesinde bu çalışmaların rafa kaldırıldığına değinen İbrahim Ünlütaşkıran,” Bu defa; kontrol edemedikleri bu meslek kuruluşlarının yönetimlerini dağıtarak etkisizleştirmeyi hedefledikleri anlaşılıyor.Dolayısıyla; bu çabalar baroların mevcut yapısını daha demokratik ve çağa uygun bir hale getirmeye matuf olmayıp, iktidarın ‘itaatkar baro’

arzusunun artık gizlenemez biçimde açığa çıkmasından ibarettir. Yargının

hayati bir bileşeni olan savunmanın da iktidara bağlı hale getirilmesi

sağlanabilirse eğer, iyice dibe vuran yargı bağımsızlığından maalesef artık

eser kalmayacaktır!Baroların ve diğer meslek odalarının iktidarın güdümüne sokulması,bölünmesi ve etkisizleştirilmesi, şüphesiz yine vatandaşın zararına olacak ve insanlar arasındaki kutuplaşmayı daha da arttıracaktır. Merkez Parti olarak temennimiz; mevcut iktidarın, ülkedeki bütün

kurumları kendisine bağlı hale getirme yönündeki tehlikeli politikasını bir

an evvel terk etmesi ve hepimizin selameti için, Türkiye Cumhuriyetinin

‘hukuk devleti’ olma vasfını güçlendirecek uygulamalara yönelmesidir…

Zira; hukuk ve dahi savunma hakkı bir gün herkese lazım olabilir…” dedi.

 

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.