BAŞKAN AYHAN AĞDAŞ : EMANETİNE HER DAİM SAHİP ÇIKMAYA DEVAM EDECEĞİZ

Demokratik Sol Parti (DSP) Onursal Genel Başkanı, efsane siyasetçi Bülent Ecevit'i 17.'inci ölüm yıl dönümünde sevgi, saygı ve özlemle andıklarını ifade eden Yüreğir İlçe Başkanı Ayhan Ağdaş, merhum Bülent Ecevit'in vefatının 17. yıldönümünde bir mesaj yayınladı.

Yaşam Yayın: 03 Kasım 2023 - Cuma - Güncelleme: 03.11.2023 15:32:56
Editör -
Okuma Süresi: 11 dk.
484 okunma
Google News

Demokratik Sol Parti (DSP)  Onursal Genel Başkanı, efsane siyasetçi Bülent Ecevit'i 17.'inci ölüm yıl dönümünde sevgi, saygı ve özlemle andıklarını ifade eden  Yüreğir İlçe Başkanı Ayhan Ağdaş,  vefatının 17. yıldönümünde  bir mesaj yayınladı.

 

AYHAN AĞDAŞ : “ EMANETİNE  HER DAİM SAHİP ÇIKMAYA DEVAM EDECEĞİZ”

 

Türkiye'nin Karaoğlan'ı, Kıbrıs fatihi, Eski Başbakan, eski Bakan, CHP eski Genel Başkanı,  Demokratik Sol Parti (DSP)  Onursal Genel Başkanı, efsane siyasetçi Bülent Ecevit'i 17.'inci ölüm yıl dönümünde sevgi, saygı ve özlemle andıklarını ifade eden  Yüreğir İlçe Başkanı Ayhan Ağdaş,  “Eski Başbakan ve DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit, vefatının 17. yıldönümünde geçen 17 yılda, siyaset sahnesinde yer alan her kim varsa dara düştüğünde onun ipine tutunma ihtiyacı hmiştir.” dedi.

 

“SEVGİ VE SAYGI MİNNETLE ANIYORUZ”

 

 Efsane siyasetçi   merhum Bülent Ecevit'i Devlet adamlığında, milliyetçi duruşunda, halkın ve ülkenin çıkarlarına dair yaptıklarında, dürüstlüğünde, nezaketinde; kısacası bir örnek insan, bir örnek eş, bir örnek siyasetçi, bir örnek devlet adamı ve bir örnek laik cumhuriyet sevdalısı olarak nitelendiren Başkan Ayhan Ağdaş, “ Bizim iki gücümüz var. Birisi Halk ve diğeri ise  Hak’tır. Günümüzde ülkemizde birçok şey değişti. Dünyada da büyük değişiklikler yaşanıyor. Gözü dönmüş emperyalist sistem dünya insanlığını neredeyse tamamen gözden çıkarmış, mazlum milletlerin üzerine bir kâbus gibi çökmeye devam ediyor. Dahası, bölgemiz ve topraklarımız üzerindeki hayallerinden bugün dahi vazgeçmiş değiller. Cumhuriyetimizin 100. yılında, toplumsal değer yargılarımızı, ulusal birliğimizi ve coğrafi bütünlüğümüzü hedefte tutmaya devam ediyorlar. Seni temin ederiz ki, demokratik solcular var oldukça bunu başaramayacaklar.” dedi.

 

“BİZLERE EMANETİN OLAN DSP’Yİ HALKIN UMUT KAPISI OLARAK DAİMA AÇIK TUTTUK, TUTMAYA DEVAM EDECEĞİZ”

 “Bizlere emanetin olan DSP’yi halkın umut kapısı olarak daima açık tuttuk, tutmaya devam edeceğiz. “ diyen Başkan Ayhan Ağdaş, “Büyük Atatürk’ün ‘Tam bağımsız Türkiye’ idealini kendimize şiar edindik, senin de bize hedef olarak gösterdiğin insanca ve hakça düzeni tesis edinceye kadar da bu mücadelemizi sürdüreceğiz.Sen bu kutlu çatıyı kurarken de iktidarlar içinde yer alırken de aynı merkezlerin saldırıları ile mücadele ettik. Yılmayacağız, yorulmayacağız, DSP’yi asil Türk milletinin ve kadim Türk devletinin en güvenli limanı olarak sonsuza kadar yaşatacağız. Sana ve Kurucu Genel Başkanımız Rahşan Ecevit’e de sözümüz budur. Bülent Ecevit, özlemle andığımız Genel Başkanımızdır, onların yolunda ilerlemeye ve Türkiye Cumhuriyeti’ni daha daha yüksek mertebelere çıkartmaya devam edeceğiz.” dedi.

BÜLENT ECEVİT KİMDİR ?

 

 

Siyasi yaşamında beş kez başbakanlık görevinde bulunan Bülent Ecevit, 1925'te İstanbul'da doğdu. Babası Prof. Dr. Fahri Ecevit, 1943-50 arasında Kastamonu milletvekilliği yapmıştı. Annesi Nazlı Ecevit ise ressamdı.İstanbul Amerikan Kolejinden arkadaşı olan Rahşan Aral ile 1946'da evlendi.Ankara'da 1944'te Basın-Yayın Genel Müdürlüğüne İngilizce çevirmeni olarak giren Ecevit, 1946'dan 1950'ye kadar Londra'da Türk Basın Ataşeliğinde görev yaptı.1950 ile 1960 arasında Ulus gazetesinde, Ulus'un kapatıldığı yıllarda ise Yeni Ulus ve Halkçı gazetelerinde yazar ve yazı işleri müdürü olarak çalışan Ecevit, 1954 sonu ile 1955 başlarında ABD'de Kuzey Carolina'da yayınlanan Winston-Salem gazetesinde konuk gazeteci olarak görev yaptı. 1965'de Milliyet gazetesinde günlük yazılar yazmaya başlayan Bülent Ecevit, 1972'de aylık Özgür İnsan, 1981'de haftalık Arayış, 1988'de aylık Güvercin dergilerini çıkarttı.Ulus gazetesinde siyasete ilgi duymaya başlayan Bülent Ecevit'in siyasete adım atması ise 1954'te oldu. Ecevit, 1954 yılında CHP'nin Çankaya Ocağı'na kaydolarak yarım asır sürecek siyasi yaşamına adım attı.Ecevit, 1957-1980 arasında, önce Ankara, sonra Zonguldak'tan CHP milletvekili oldu. Ecevit, 1960-1961'de Kurucu Meclis üyeliği yaptı.

Çalışma Bakanlığı dönemi

Bülent Ecevit, 1961-1965 arasında İsmet İnönü tarafından kurulan hükümetlerde Çalışma Bakanı görevinde bulundu. Ecevit, bu dönemde toplu sözleşme ve grev haklarının yasalaşması, sendikal özgürlüğün sağlanması ve sosyal güvenlik konularında önemli kararlara imza attı.

CHP'nin en üst organı olan Parti Meclisi'ne (PM) 1959'da giren Ecevit, 1966'da, CHP'de başlayan "Demokratik Sol Hareket"le birlikte, Genel Sekreterliğe seçildi. 1971'de ise partisinin askeri yönetimce oluşturulan hükümete katkıda bulunmasına karşı çıkarak bu görevinden ayrıldı. İsmet İnönü'nün 12 Mart Muhtırası'na karşı tavrı, Ecevit'i bu davranışa itti. Ecevit, istifa ettikten sonraki dönemde CHP'nin "değişmez" genel başkanı gibi görülen İsmet İnönü'ye karşı çalışma yürüttü.

 

CHP'ye Genel Başkan seçildi

CHP'nin 1972'de yapılan 5. Olağanüstü Kurultayı'nda güvenoyunu Ecevit'in alması üzerine İsmet İnönü istifa etti. Böylece Ecevit, 4 Mayıs 1972'de CHP Genel Başkanı seçildi. 1973 seçimlerinde en çok oyu aldığı halde hükümet kuramayan Ecevit, 1974 yılının çok tartışılan CHP-MSP (Milli Selamet Partisi) koalisyonunun başbakanı oldu.

Ecevit, CHP'nin 1973'teki seçim kampanyası sırasında Kars'ın Susuz İlçesi'nde çiftçilik yapan Şahzade Şahin'i evini ziyaret etti. Şahin'in burada Ecevit'e söylediği "Bizi bu dar günlerden kurtar karaoğlan" sözü ertesi gün gazetelere yansıdı ve bundan sonra Ecevit, partililerce "Karaoğlan" olarak anılmaya başlandı.

CHP Genel Sekreteri iken, "sosyal demokrasi" kavramı yerine "demokratik sol" kavramını kullanmaya başlayan Ecevit, 1974'te toplanan 22. CHP Kurultayı'nda "Cumhuriyet Halk Partisi demokratik sol bir partidir" ifadesini parti tüzüğüne koydurdu.

Kıbrıs Barış Harekatı

Bülent Ecevit'in başbakanlığını yaptığı hükümet, 20 Temmuz 1974'te "Ayşe tatile çıksın" parolasıyla Kıbrıs Barış Harekatı'nı gerçekleştirerek, Ada'ya barış getirdi.

Ecevit başbakanlığındaki hükümet, harekat sonrası Türkiye'ye karşı uygulanan ambargolara karşı direnişiyle de akıllarda yer etti. CHP-MSP hükümeti haşhaş ekimi yasağını, yasa dışı kullanımı önleyici tedbirler alarak kaldı­rdı. Bu dönemde Türkiye'nin Ege'deki hakları gündeme getirildi.

Bülent Ecevit 1977'de bir azınlık hükümeti kurdu fakat güvenoyu alamadı.

1978'de, partisinin TBMM'de çoğunluğu bulunmamakla beraber, bazı bağımsız üyelerin ve küçük partilerin katkısıyla hükümet kuran Ecevit'in, başbakanlığı 21 ay sürdü.

DSP dönemi

Bülent Ecevit, 12 Eylül 1980 askeri darbesinden sonra, askeri yönetime kar­şı çıkışları nedeniyle üç kez hapse mahkum edildi.

Siyasal haklarından yoksun bırakıldığı yıllar boyunca da siyasi çalışmalarını sürdürdüğü için hakkında yaklaşık 130 dava açıldı.

Bülent Ecevit, siyasal haklarından yoksun bırakıldığı dönemde eşi Rahşan Ecevit'in kuruculuğunu yaptığı Demokratik Sol Parti'nin (DSP) 1985'de ilk genel başkanı oldu.

1987'deki halk oylamasıyla, siyasi haklarına yeniden kavuşan Bülent Ecevit, DSP Genel Başkanlığına seçildi. Kısa bir süre sonra yapılan genel seçimlerde partisi iyi sonuç alamayınca Ecevit bu görevden ayrıldı.

Fakat 1989 başlarında, yerel yönetim seçimlerinin yaklaştığı sırada genel başkanlık boşalınca toplanan olağanüstü kurultayda yeniden genel başkan seçilen Ecevit, 1991 seçimlerinde de Zonguldak'tan milletvekili oldu.

Bu seçimler sonucunda Süleyman Demirel liderliğindeki Doğru Yol Partisi ve Erdal İnönü'nün lideri olduğu Sosyal Demokrat Halkçı Parti bir koalisyon hükümeti kurdu. Bu hükümet, Adalet Partisi (AP) ve CHP'yi siyaset sahnesine tekrar soktu. AP kendisini feshettiyse de CHP, Deniz Baykal'ın girişimleriyle yoluna devam etti. Bunun sonucunun solun parçalanması olduğu düşünüldüğü için CHP ve DSP'yi birleştirme girişimleri, Ecevit'in Baykal'inkinden farklı kulvardaki siyasi tarzı nedeniyle gerçekleşmedi.

DSP, 1994 seçimlerinden sonra solun en büyük partisi konumuna geldi. Ecevit, DTP ve ANAP ile kurulan hükümette başbakan yardımcısı, daha sonraki DSP-DYP-ANAP azınlık hükümetinde de başbakan oldu.

Ecevit'in, 11 Ocak 1999 - 28 Mayıs 1999 tarihleri arasında Başbakanlık yaptığı 56. Azınlık Hükümeti döneminde terörist elebaşı yakalandı.

Bülent Ecevit, terörist elebaşı Abdullah Öcalan'ıın 15 Şubat 1999'da siyasi sığınma talebinde bulunduğu Hollanda'ya gitmek üzere geldiği Nairobi Havalimanı'nda bordo bereliler tarafından düzenlenen operasyonla yakalanıp Türkiye'ye getirilmesi sağlayan hükümetin başbakanı olması nedeniyle Kıbrıs Barış Harekatında olduğu gibi bir kez daha tarih sayfalarında yerini almış oldu.

Bülent Ecevit, 1999 seçimleri sonrasında ise 2002'ye kadar DSP hükümeti ile başbakan oldu. Ancak 2002 seçimlerinde DSP barajı aşamadı ve Ecevit, yaşının ilerlediğini ve sağlığının bozulduğunu göz önüne alarak siyasetten çekilme kararı aldı.

Ecevit, 18 Mayıs 2006'da geçirdiği beyin kanamasının ardından tedavi altına alındı. Yaklaşık 6 ay boyunca tedavi gördü, yoğun bakımda kaldı. Bülent Ecevit, 5 Kasım 2006'da 81 yaşında solunum yetmezliği nedeniyle hayatını kaybetti.

Ecevit'in cenazesi, defin işlemi için gereken kanun değişikliğinin 9 Kasım'da yapılmasının ardından 11 Kasım 2006'da Devlet Mezarlığı'na defnedildi.

Siyasi kimliğinin yanı sıra şair ve yazar kimliği ile de tanınan Ecevit, şiir ve siyaset üzerine çok sayıda kitap yazdı.

Ecevit'in, büyük bir kısmını Rahşan Ecevit'e yazdığı bilinen şiirlerinden "El ele büyüttük sevgiyi" hafızalarda en çok yer eden eseri oldu.

Hayatları boyunca hiç ayrılmayan Ecevit çifti, yıllar sonra aynı kabirde buluştu. 17 Ocak'ta 97 yaşında hayatını kaybeden Rahşan Ecevit'in en büyük arzusu eşi Bülent Ecevit'in yanına defnedilmekti. Vasiyetin gerçekleşmesi için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın gerekli izni onaylamasının ardından Rahşan Ecevit'in cenazesi Bülent Ecevit'in yanında defnedildi, Ecevit çifti yıllar sonra yeniden aynı kabirde buluştu.

 

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.