ADANA BARO BAŞKANI AV. VELİ KÜÇÜK; “HALKIN HABER ALMA ÖZGÜRLÜĞÜ KISITLANMAMALI; GAZETECİLİK SUÇ DEĞİLDİR”
Adana Baro Başkanı Av. Veli Küçük, TELE 1 Ankara Temsilcisi İsmail Dükel
ile birlikte casusluk suçlamasıyla gözaltına alınan OdaTV Ankara Haber
Müdürü Müyesser Yıldız’ın Türk Ceza Kanunu'nun 329'uncu maddesindeki
'devletin güvenliğine ilişkin bilgi ve belgeleri açıklama' suçunun
işlendiğine ilişkin kuvvetli suç şüphesi bulunması, delilleri karartma
ihtimali ve kaçma şüphesinden dolayı tutuklanması hakkında görüş ve
düşüncelerini paylaştı.
Av. Veli Küçük, güzel ülkemizde son yaşananların basın ve ifade
özgürlüğüne açık bir baskı ve gözdağı olduğunu vurguladı.
Açıklamasında; “Savcılığın gözaltına alma gerekçesi “siyasi ve askeri
casusluk” (TCK328) olan Müyesser Yıldız’ın mahkemeye “gizli kalması
gereken bilgileri açıklamaktan” (TCK329) sevk edilerek tutuklanması
dikkat çekmektedir. Avukatının yaptığı açıklamaya göre; “Soruşturmanın
temel amacı da Müyesser hanımın dijital arşivlerine ulaşmak olduğu”
ifade edilmiştir. Öyle ki Müyesser Yıldız’ın evinde yapılan aramada
kendisinin dışında ailesinin de telefon ve bilgisayarlarına imajı
alınmadan el konulmuştur. Tutuklama kararının ardından Müyesser Yıldız’a
isnat edilen suçlamaya kanıt olarak iki haber gösterilmektedir.
Yani Müyesser Yıldız hakkında verilen karar “Kim bu Hafter'le görüşen
Türk komutanlar” ve “Libya'ya hangi komutan gitti... Yerine kim geldi”
başlıklı iki haberin gösterildiği ifade edilmektedir. Bu haberlerin
başka ajanslar tarafından yayınlanmış ve aleniyet kesp etmiş olması
nedeniyle TCK 329. maddesindeki suçun unsurlarının oluşmayacağı, ancak
muhalif basının bu şekilde susturulmaya ve yıldırılmaya çalışıldığı
değerlendirilmektedir.
Kamuoyunu ilgilendiren, halkın haber alma, öğrenme ve tartışma hakkı
bulunan hallerde, devletin güvenlik ihtiyacı ile halkın bilme hakkı ve
gazetecilerin ifade özgürlüğü çatıştığında, ifade özgürlüğü öncelikli
sıradadır. Hele ki kamuoyunda konuşulan, bilinen ve başka haberlere de
konu olan unsurların kullanılması yargı bağımsızlığı yönüyle de yaşanan
sorunu ortaya koymaktadır.
Anayasamıza göre basın hürdür ve sansür edilemez. Gazetecilik suç
değildir. Bu keyfi, anayasaya, hukuka ve demokratik toplum gereklerine
aykırı uygulamaların son bulmasını istiyoruz.” değerlendirmesinde
bulundu.
Türkiye Gazeteciler Sendikası’nın verilerine göre; hapisteki
gazetecilerden Aydın Keser, Barış Pehivan, Barış Terkoğlu, Ferhat Çelik,
Hülya Kılınç, Murat Ağırel, İsmail Yıldız’ın aralarında olduğu 84
gazeteci ve medya çalışanının cezaevinde olmasının vahim olduğunu
hatırlatan Av. Veli Küçük, “Ülkemizde iktidar erkiyle yargı erki iç içe
geçmiş bir görüntü vermekte, yargının bağımsız olmadığı bu ve benzeri
kararlarla ortaya konulmaktadır. Uluslararası Basın Endeksine göre basın
özgürlüğü sıralamasında da 180 ülke arasında 157. sıradayız ve her geçen
gün geriye gitmekteyiz.
Gazeteciliğin suç olmadığını bir kez daha ifade ediyorum. Ülkemizde
keyfi, anayasaya, hukuka ve demokratik toplum gereklerine aykırı bu
uygulamaların son bulmasını istiyoruz.” ifadelerini kullandı.