24 Temmuz bayram değil, mücadele günü

Çukurova Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu, Basından Sansürün Kaldırılışı’nın 112.Yıldönümü nedeniyle basın açıklaması yayınladı.

Yaşam Yayın: 24 Temmuz 2020 - Cuma - Güncelleme: 24.07.2020 11:46:29
Editör -
Okuma Süresi: 5 dk.
172 okunma
Google News

Basına yönelik sansür ve baskıların artarak devam ettiğine dikkat çekilen basın açıklamasında, 24 Temmuz’ların BAYRAM olarak kutlanmasının mümkün olmadığına işaret edildi.

Çukurova Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu; 24 Temmuz Basından Sansürün Kaldırılışı’nın 112.Yıldönümü nedeniyle yaptığı basın açıklamasında,  “Basını özgür olmayan ülkelerde demokrasiden söz edilemez” denildi.

Basın açıklamasında şu görüşlere yer verildi:

“Basından Sansürün Kaldırılışının 112.Yıldönümü’nde, sansür ve baskılar artarak sürüyor. Önceki yıllarda BAYRAM olarak kutladığımız 24 Temmuz’lar artık bayram olma özelliğinden çıkmış durumdadır.

Bir çok gazeteci; yaptığı yorumlar, yazdığı yazılar ve çizdiği karikatürler yüzünden cezaevlerinde tutulmaktadır. Yüzlerce gazeteci hakkında da yargılamalar devam etmektedir.  Bu şartlar altında; 24 Temmuz’u bayram olarak kutlamamız mümkün görünmemektedir.

Ülkemizin basın özgürlüğü karnesi maalesef kötü. TBMM’de kabul edilerek yürürlüğü giren infaz düzenlemesinde her türlü suçtan cezaevinde bulunanlar yararlandırılırken; gazetecilerin kapsam dışı tutulması, uzun tutukluluk sürelerinin cezalandırma yöntemi olarak kullanılması, basına yönelik baskıların en önemli göstergelerinden biridir.

Basın emekçileri düşüncelerini özgürce dile getirmekten imtina eder hale geldi. Sosyal medyada oluşturulan sanal linç kültürüyle gazeteciler baskı altına alınmakta; düşünce ve ifade özgürlüğü önündeki engeller artırılmakta, basın toptan kuşatılarak işlevsiz hale getirilmek istenmektedir.

Mevcut yasalarla eli kolu bağlanan, adeta çalışamaz duruma düşen, çeşitli nedenlerle otosansür uygulamak durumunda kalan basın çalışanları; her türlü sosyal güvenceden yoksun olarak sahada görev yapmaya çalışmakta, görüşlerini açıkça ifade edememekte ve özgürce çalışamamaktadır.

Zor bir süreçten geçtiğimiz bu günlerde; tüm dünyayı etkisi altına alan pandemi nedeniyle de bir çok sorunla karşı karşıya kalan basın çalışanları; iş güvenliğinin yanı sıra sağlık problemleriyle de karşı karşıya kalmaktadır.

Yerel medyanın durumu daha da vahimdir. Haber kaynaklarına ulaşmada, basın ilan ve reklam gelirinin artırılmasında sıkıntılar yaşayan yerel medya; gelir kaynaklarının azalmasıyla birlikte zor günler yaşamakta, kepenk kapatma tehlikesiyle karşı karşıya bulunmaktadır. Yerel basın çalışanları da; görev yaptıkları medya kuruluşunun yaşadığı sıkıntılardan payını almakta, asgari ücreti bile zamanında alamamakta, adeta evine ekmek götüremez duruma düşmektedir.

Basını özgür olmayan ülkelerde demokrasiden söz edilemez. Basın toplumun aynasıdır. Basının öncelikli görevi; toplumu aydınlatmak, halkın haber alma hakkını kullanmasını sağlamak, tarihe tanıklık etmektir.

Yerel medyanın güçlenmesi; demokrasimizin gelişmesi açısından da önem taşımaktadır. İnsan hak ve özgürlüklerinin içselleştirilmesi; toplumu da rahatlatacak, hoşgörü ortamını geliştirecek, toplumsal birlik ve beraberliğimize de olumlu katkılar sağlayacaktır.

Yerel medyanın güçlenmesi; içinde yaşadığımız çevrenin sosyo-ekonomik yapısının geliştirilmesi, çevresel sorunların çözümü,turizm faaliyetlerinin artırılması, toplumsal barışın sağlanması gibi bir çok sorunun ortadan kalkmasına da yardımcı olacaktır.

Bu nedenle; basın ve ifade özgürlüğü önündeki engellerin bir an önce ortadan kaldırılması, önümüzdeki süreçte sosyal medyayı düzenlemeye yönelik olarak hazırlandığı açıklanan yasa tasarısı öncesinde meslek örgütlerinin görüşlerinin alınması, sansür ve otosansürü çağrıştıran yasaların ayıklanması, cezaevlerindeki gazetecilerin bir an önce serbest bırakılması, yetkililerden en büyük beklentimizdir.

Basının baskı altında tutulmasından, gazetecilerin özgürce düşüncelerini ifade edememesinden, görüşlerini açıkça dile getirememesinden, baskı ve sansür uygulamalarından, Türkiye’nin en fazla gazetecinin cezaevinde olduğu ülke konumunda bulunmasından rahatsızlık duyuyoruz.”

Bu olumsuz tablonun düzeltilmesi, özgürlükler önündeki engellerin kaldırılmasını, antidemokratik, baskıcı, özgürlüklerin önünde engel olan yasaların kaldırılmasını bekliyoruz.

Unutmayalım ki; Büyük Önder Atatürk’ün de dediği gibi; “Basın hürdür, sansür edilemez. Basın özgürlüğünden doğan sakıncaların giderilmesinin yolu yine basın özgürlüğünden geçer”

24 Temmuz’ları yeniden BAYRAM havasında kutlamak umuduyla; 24 Temmuz Gazetecilerin Mücadele ve Dayanışma Günü kutlu olsun…

 

YÖNETİM KURULU

 

 

 

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.