BARO BAŞKANI AV. VELİ KÜÇÜK; “YARGI KULLANILARAK TOPLUMSAL KUTUPLAŞMA VE AYRIŞMAYA SON VERİLMELİ”

Yaşam Yayın: 03 Ekim 2020 - Cumartesi - Güncelleme: 03.10.2020 05:31:46
Editör -
Okuma Süresi: 3 dk.
230 okunma
Google News

 

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 2014 yılında düzenlenen 'Kobanieylemleri'ne yönelik yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınan 82 kişiden 17'si tutuklandı.

 

Altan Tan, Sırrı Süreyya Önder Gülfer Akkaya adli kontrol şartıyla serbest bırakılırken, Ayhan Bilgen, Alp Altınörs, Nazmi Gür, Ayla Akat Aka, Emine Ayna, Bircan Yorulmaz, Berfin Özgü Köse, Dilek Yağlı, Can Memiş, Günay Kubilay, Bülent Parmaksız, Pervin Oduncu, İsmail Şengün, Cihan Erdal, Zeki Çelik, Ali Ürküt ve Prof. Dr. Emine Beyza Üstün tutuklanmasına karar verdi.

 

Baro Başkanı Av. Veli Küçük,  'Kobani eylemleri' soruşturması kapsamında tutuklama kararlarına ilişkin yazılı açıklamasında görüş ve düşüncelerini paylaştı.

 

“Olayın üstünden 6 yıl geçmiş, tutuklanan isimler daha önce soruşturulmuş, ifade vermiş ve yargılanmışlar. Gözaltı kararı öncesi Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Yüksel Kocaman’ın, nikâh töreni sonrası Cumhurbaşkanı’nı Külliyede ziyaret etmesi ise normal görüntü değildir.

 

Şimdi ne delil bulundu da bu kişilerin apar topar evlerine baskın yapılarak gözaltına alınıp, tutuklandılar?

 

Kars Belediye Başkanı Ayhan Bilgen’ in bu soruşturma gerekçe gösterilerek görevden alınması ve başkanlığa kayyum atanması ise seçmen iradesine açıkça bir darbedir.

 

Güzel ülkemizde maalesef halk iradesine rağmen kayyumların atandığı, anti-terör yasaları ve uygulamaları nedeniyle zor ve tuhaf zamanlardan geçtiğimiz muhakkaktır.

 

Terörün her türlüsüne karşı hep birlikte mücadele etmek zorundayız. SUÇ VARSA CEZASI VERİLİR. Terör hepimizin kırmızı çizgisidir. Ancak somut bir delil ve insanların ne ile suçlandıkları ifade edilmeli ve şeffaf bir şekilde ortaya konulmalıdır. Aksi takdirde; bunun gayesi Türkiye’de gündemi değiştirmek ve siyasette kutuplaşmayı zirveye taşımak olacaktır.

 

Yargının tarafsız ve bağımsız olduğu, adaletin tesis edildiği, demokratik ve özgür bir Türkiye her bir yurttaşın ortak hedefi olmalıdır.

 

Hukukun üstünlüğü, geçmişten geleceğe birlikte yaşamın, demokratik ilkelerin, yargı bağımsızlığının ve de hukuki güvence hakkının en temel amacı ve aracıdır. Hukukun, siyasetin bir aracı haline dönüştürülmesi, yurttaşlarımızın hukuki güvenceden yoksun büyük bir tehlikeyle baş başa bırakmaktadır. Tüm hukuk kurumlarının da bu tehlikeye karşı demokratik tepkisini ortaya koyması tarihsel sorumluluk gereğidir. Unutulmamalıdır ki ‘insanların refah ve huzurunun temeli hukuktur.’”

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.